Ernst & Young (EY), ‘Yenilenebilir Enerji Ülke Çekicilik Endeksi (RECAI)’ araştırmasının sonuçlarını paylaştı. EY tarafından 63’üncü kez yapılan araştırmada 40 ülke değerlendirildi.
Geçen yıl yenilenebilir enerji yatırımlarına ayrılan 660 milyar dolar dahil olmak üzere 1,8 trilyon dolar artış olmasına rağmen, 2023 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nın (COP28) 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması hedefine ulaşmak için yatırımlar yetersiz kalıyor.
Yenilenebilir enerji uygulamaları yaygınlaştıkça, Batarya Enerji Depolama Sistemleri (BESS) arz ve talep seviyelerini dengeleyerek şebeke genişletme ve yükseltme maliyetlerini ertelemeye yardımcı oluyor ve dinamik enerji sistemlerinde önemli bir rol oynuyor.
BESS dahil enerji depolama çözümleri, birçok pazarda ciddi boyutlara ulaşan ağ sorunlarının da üstesinden gelmek için hayati önem taşıyor.
Batarya Depolama Yatırımı İçin En İyi Pazarlar ABD, Çin ve İngiltere
Enflasyonu Düşürme Yasası kapsamında yüzde 30 vergi kredisiyle desteklenen ABD, BESS yatırımı için dünyanın en cazip pazarı olarak öne çıkıyor. İkinci sıradaki Çin, hükümet desteğiyle birlikte 2025’e kadar BESS maliyetlerini yüzde 30 azaltmayı planlıyor. Gelişmiş enerji piyasası tasarımı ve BESS’i bir üretim varlığı olarak sınıflandıran yeni enerji politikasıyla İngiltere ise üçüncü sırada yer alıyor.
2023’ten 2030’a kadar küresel BESS dağıtımında dört kat artış öngörülerek 572 GW/1.848 GWh’ye ulaşması bekleniyor.
Gelişmiş Pazarlar ‘Yenilenebilir Enerji Ülke Çekicilik Endeksi’nde Üst Sıralarda
Araştırmaya göre, yatırımcıların yenilenebilir enerjiye olan net talebi ve projeler için belirlenen değeri nedeniyle ABD (1’inci sıra), Çin (2’nci sıra) ve Almanya (3’üncü sıra) ilk sıralarda yerlerini korudu.
İspanya’daki (12’nci sıra) ağ kısıtlamaları, pazarın ilk 10’dan düşmesine neden olurken, Kanada (9’uncu sıra) ve Japonya (10’uncu sıra) açık deniz rüzgar potansiyelini en üst düzeye çıkarma hedefleri nedeniyle ilk 10 ülke arasında yer aldı.
Endekste en büyük yükseliş ise 2040’a kadar açık deniz rüzgar kapasitesini üç katına çıkarmayı planlayan Belçika’dan geldi; Belçika, dört basamak yükselerek 17’nci sıraya yerleşti.
Küçük Ekonomiler Yatırımcılar İçin Cazip Alternatifler Yaratıyor
Danimarka, küçük ekonomiler sıralamasında ilk sıradaki yerini koruyor.
Yunanistan, Şili ve Finlandiya ise iddialı enerji dönüşüm planları ve cazip devlet teşvikleri sayesinde küçük ekonomiler sıralamasında sırasıyla 2’nci, 3’üncü ve 7’nci sıralara yükseldi.
Yunanistan’ın son dört yılda yenilenebilir enerji kapasitesini iki katına çıkarması, Şili’nin yenilenebilir enerji sektörünün önümüzdeki 10 yıl içinde iki katına çıkması için yaptığı yatırımlar ve Finlandiya’nın Avrupa’nın ilk karbon negatif ekonomisi olma yolunda aldığı iddialı kararlar, yatırımcılar için yeni fırsatlar yaratıyor.
Sürdürülebilir Bir Gelecek İçin Finansal Dönüşüm Şart
Geçiş finansmanı, ekonomik faaliyetleri ve yüksek karbon emisyonuna sahip sektörlerdeki işletmeleri destekleyerek dönüşümlerini sağlıyor. Bu finansman modeli, kaynak tahsisi, geçiş risklerinin hafifletilmesi ve maliyetlerin fiyatlandırılması yoluyla net sıfır karbon emisyonuna ulaşılmasını hedefliyor.
Geçiş planlarını ve dönüşüm stratejilerini açıklayan şirketler, finansal kurumların hedeflerini anlamalarına ve ilgili riskleri uygun şekilde yönetmelerine olanak tanıyor. Bu planlar, şirketlerin sermaye piyasalarına ve yatırımcılara işlerinin net sıfır ile uyumlu olduğunu ve faaliyetlerinin net sıfır geleceğe katkıda bulunduğunu göstermeleri açısından bir araç sunuyor.
EY Türkiye Vergi Bölümü Şirket Ortağı ve Sektörler Lideri Ateş Konca, araştırmaya göre yatırımcıların BESS’e olan ilgisinin arttığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “BESS’in ölçeğinin büyütülmesi, ağ altyapısının istikrara kavuşturulması, güçlendirilmesi ve daha fazla dağıtılmış enerji kaynağının şebekeye bağlanmasının sağlanması gibi adımlar, temiz enerji ilerlemesini engelleyen birçok sorunun çözülmesine yardımcı olabilir. Burada dört faktöre odaklanmak gerekiyor. Bunlar arasında dayanıklı bir yatırım senaryosu oluşturmak, teknoloji rekabet gücünü korumaya yönelik adımlar atmak, optimal iş modelleri veya finansman yapısı oluşturmak ve tedarik zinciri risklerini azaltmak yer alıyor. Bu faktörlere odaklanan yatırımcılar, karmaşık, son derece bölgeselleşmiş ve hızla değişen pazarda kolay bir şekilde doğru yolu bularak başarıya ulaşabilir.”