Yapay Zekâ ile Dijital İkiz Devrimi

Yapay zekâ ve dijital simülasyon teknolojileri, tıp dünyasında yeni bir devrim başlatıyor. Adsilico tarafından geliştirilen dijital ikiz kalpler, tıbbi cihazların güvenlik ve performans testlerini çok daha hızlı ve etkili hale getiriyor.

Bu bilgisayar ortamında oluşturulan sanal kalpler, yalnızca bir insan kalbinin hareketlerini değil, aynı zamanda ağırlık, yaş, cinsiyet, kan basıncı, sağlık durumları ve etnik köken gibi faktörleri de simüle edebiliyor. Adsilico CEO’su Sheena Macpherson, bu yenilikle klinik verilerde genellikle göz ardı edilen çeşitliliği yakalayarak, daha kapsayıcı ve güvenli cihazlar geliştirmenin mümkün olduğunu belirtiyor.

Adsilico’nun dijital ikiz teknolojisi, özellikle klinik denemelerde karşılaşılan yüksek maliyet ve sınırlı çeşitlilik sorunlarını ortadan kaldırmayı hedefliyor. Geleneksel yöntemlerle sadece yüzlerce katılımcıyla yapılan testler, yapay zekâ sayesinde binlerce sanal kalpte tekrarlanabiliyor.

Macpherson, bu yaklaşımın cihaz güvenliğini artıracağını ve tıbbi cihazlardan kaynaklanan ölüm ve yaralanma oranlarını düşürebileceğini vurguluyor: “Cihazların daha güvenli olmasını istiyorsanız, onları daha kapsamlı testlerden geçirmeniz gerekiyor. Sanal testler, cihazların düşük veya yüksek tansiyon gibi farklı sağlık koşullarında nasıl performans gösterdiğini ayrıntılı bir şekilde incelemenizi sağlıyor.”

Gerçekçi Verilerle Yapay Zekâ Eğitimi

Adsilico’nun AI modelleri, kardiyovasküler veriler ve gerçek MRI ve BT taramalarından elde edilen verilerle eğitiliyor. Bu sayede cihazların farklı anatomik yapılara ve sağlık durumlarına nasıl tepki vereceği detaylı bir şekilde analiz ediliyor.

Şirketin geliştirdiği süreç, test edilecek cihazın dijital bir ikizinin oluşturulmasını ve bu cihazın yapay zekâ simülasyonu içinde sanal bir kalbe yerleştirilmesini içeriyor. Böylece, insan ve hayvan denemelerine göre çok daha geniş bir örneklem üzerinden test yapılabiliyor.

Klinik Denemeler

Dijital ikiz kalplerin en önemli avantajlarından biri, farklı demografik gruplara yönelik daha adil ve kapsayıcı test imkânı sunması. Geleneksel klinik denemelerin çoğunlukla beyaz erkekler üzerine odaklandığını belirten Macpherson, sanal testlerin kadınlar ve farklı etnik grupları da kapsayarak daha doğru sonuçlar üretebildiğini ifade ediyor.

Bu yenilik, tıbbi cihazların güvenliğini artırırken, sağlık teknolojilerinde eşitliği ve kapsayıcılığı destekleyen önemli bir adım olarak öne çıkıyor. Adsilico’nun bu devrim niteliğindeki çalışması, tıp dünyasında yapay zekâ ve simülasyonun ne kadar büyük bir potansiyele sahip olduğunu bir kez daha gösteriyor.