Petrokimya tesisleri ve diğer büyük emisyon üreticileri, karbon yakalama ve depolama (CCS) süreçlerini kullanarak emisyonlarını azaltmaya çalışıyor. Ancak bu yöntem hem enerji yoğun hem de yüksek maliyetli olması nedeniyle zorluk yaratıyor. Turnover Labs, bu soruna yenilikçi bir çözüm sunarak, karbon dioksiti (CO2) yerinde yeniden kullanmayı ve kimyasal bileşenlere dönüştürmeyi hedefliyor.
Turnover Labs’in CEO’su Marissa Beatty, karbon yakalama ve depolama yerine, atık CO2’nin yerinde kimyasal bileşenlere dönüştürülmesi fikrini ortaya koydu. Bu sayede, CO2 petrokimya süreçlerinde bir hammadde olarak kullanılabiliyor. Beatty, “Bu atık gazı olabildiğince verimli bir şekilde değerlendirmek istiyoruz” diyerek, kimyasal reaksiyonlar için gerekli bileşenlerin CO2’den elde edilebileceğini vurguluyor.
Elektrolizör Teknolojisi ile Dönüşüm Sağlanıyor
Turnover Labs, Beatty’nin doktora araştırmalarından doğan ve elektrolizörlerin dayanıklılığını artırmaya yönelik geliştirilmiş bir teknolojiye dayanıyor. Elektrolizörler, elektrik kullanarak kimyasal reaksiyonları hızlandıran cihazlar. Beatty’nin teknolojisi, platin ve gümüş gibi pahalı katalizörlerin dayanıklılığını artırarak, karbon dioksiti karbon monoksit gibi kimyasal bileşenlere dönüştürüyor. Bu dönüşüm, birçok petrokimyasal reaksiyonda kullanılabilecek önemli bir hammadde sunuyor.
Yeni Yatırımlar Teknolojiyi Güçlendirecek
Turnover Labs, yakın zamanda 1.4 milyon dolar değerinde bir pre-seed yatırım aldı. GC Ventures ve Pace Ventures öncülüğünde gerçekleşen bu yatırım turuna, Collaborative Fund, Gigascale Capital, Impact Science Ventures ve Sandy Spring Climate Partners gibi önemli fonlar katıldı. Bu yatırım, şirketin teknolojisini geliştirmesi ve gerçek dünya gaz akışlarını simüle ederek testler yapabilmesi için kullanılacak. Beatty, bu süreçte elektrolizörlerinin sınırlarını zorlayarak en dayanıklı ve etkili çözümü bulmayı hedeflediklerini belirtti.
Endüstriyel Karbonun Yeniden Değerlendirilmesi
Beatty’nin vizyonu, CO2’yi yakalamak ve yer altına depolamak yerine, endüstriyel süreçlerde kullanarak bu atık gazı verimli bir şekilde değerlendirmeye dayanıyor. Bu inovasyon, sadece emisyonları azaltmakla kalmayıp, aynı zamanda petrokimya sektörüne sürdürülebilir bir hammadde kaynağı sağlıyor.