Türkiye sanayisinin durumunu değerlendiren ve geleceğe yönelik politika önerileri sunan “Türkiye Sanayisinin Bugününe Bakış ve Öneriler” raporu, TÜSİAD ve Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu iş birliğiyle hazırlandı. Raporda, imalat sanayinin gelişimi, karşılaştığı temel zorluklar ve ileriye dönük sanayi politikalarıyla ilgili önemli tespitler yer alıyor.
Yayımlanan rapor, Türkiye sanayisinin bugününe ve yarınına odaklanıyor. Rapora göre; Türkiye’nin imalat sanayi sektörü son 20-25 yılda önemli bir dönüşüm geçirdi. Düşük teknoloji içeriğine sahip sektörlerin baskın olduğu bir yapıdan orta ve orta-yüksek teknolojili ürünlerin üretildiği sektörlere doğru ilerleme kaydedildi. Bu değişim sürecinde özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörleri öncülük rolü üstlendi.
Son güncel verilere göre, ilgili sektörlerde belirli bir olgunluk seviyesine ulaşıldığı ancak yapısal dönüşümün durakladığı ve henüz yüksek teknolojili ürünlere geçişin gerçekleşmediği görülüyor. Ayrıca ülkemizde ihracatın niteliği ve teknoloji içeriği açısından 2000‘li yılların ortalarından itibaren orta ve orta-yüksek teknolojili ürünlere doğru bir eğilim olduğu belirtiliyor. Ancak yüksek teknoloji ürünlerinin ihracattaki payında önemli bir artış görülmediği ifade ediliyor.
Rapora göre, sanayideki teknolojik ilerlemenin duraklaması verimlilik artışını olumsuz etkilediği görülüyor. Verimlilik bileşenlerine bakıldığında ise imalat sanayinde iş gücü verimliliğinin arttığı ancak toplam faktör verimliliğinde istenen düzeyde bir artışın gerçekleşmediği belirtiliyor.
Raporda imalat sanayiinde Ar-Ge harcamalarının ciroya oranının hem genel imalat sektöründe hem de belirli sektörlerde arttığı belirtiliyor. Bu artışın şirket içi verimlilikte olumlu etkileri olduğu görülüyor. Ancak imalat sanayinde kaynakların girişimler arasında dengeli dağılımındaki sorunlar nedeniyle verimlilik artışının sınırlı kaldığı ifade ediliyor.
İleri Teknoloji, Türkiye Sanayisinin Temelinde Yer Alıyor
Raporda Ar-Ge odaklı büyüme ve bilgi ve teknoloji yoğunluğu daha yüksek ürünlere yönelmenin önceliklendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Aynı şekilde çevre ve iklim değişikliği endişeleri göz önünde bulundurularak yeşil dönüşümün tüm sektörler için acil bir gereklilik olduğu belirtiliyor. Özellikle otomotiv ve beyaz eşya sektörleri başta olmak üzere küçük ve orta ölçekli işletmelerden oluşan yan sanayinin, ana sanayide meydana gelen gelişmelere daha kolay uyum sağlayabilmesinin, sanayideki dönüşümün önemli bir koşulu olduğu vurgulanıyor.
Ayrıca raporda etkin bir sanayi politikasının tasarlanması ve uygulanması için teşvik politikalarının yeniden gözden geçirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Dijitalleşme ve yeşil dönüşümün ihtiyaçlarına uygun olarak teşvik politikalarının yeniden şekillendirilmesinin önemi üzerinde duruluyor.
Söz konusu raporda etkin bir sanayi politikasının tasarımı ve uygulamasıyla Türkiye’nin gelecekte dönüşüm yarışında öncü ülkeler arasında yer alabileceği belirtiliyor. Ayrıca şirketler ve yerli-yabancı tedarikçiler arasında köprü kuran kapsayıcı bir sanayi iş birliği ekosistemi oluşturulabileceği ve ikiz dönüşümün sunduğu birçok fırsattan yararlanarak rekabet avantajı elde edilebileceği aktarılıyor.