Toprak erozyonu, insan faaliyetleri ve iklim değişikliği ile giderek hızlanırken, bu durumun dünyada 3,2 milyar insanı etkilediği belirtiliyor. Özellikle Kasım ayının üçüncü haftasında kutlanan Dünya Erozyonla Mücadele Haftası, toprağın korunması konusuna dikkat çekmeyi amaçlıyor. Uzmanlar, Bakü’de gerçekleşecek olan COP29 zirvesinde toprağı ve erozyon sorununu gündeme getirmenin önemine vurgu yapıyor.
Erozyon Tehlikesi
Dünya Çölleşme Atlası’na göre, dünya yüzeyindeki toprakların %75’i halihazırda bozulmuş durumda ve bu oran 2050 yılına kadar %90’a çıkabilir. Bu bozulma, gıda güvenliğini tehdit eden, biyolojik çeşitliliği azaltan ve karbon yakalama kapasitesini zayıflatan büyük bir risk olarak tanımlanıyor. Toprağın karbon depolama kapasitesi, iklim değişikliği ile mücadelede kritik öneme sahip olmasına rağmen, bu potansiyel tam anlamıyla kullanılmıyor.
Dünya Erozyonla Mücadele Haftası
Her yıl Kasım ayında düzenlenen Dünya Erozyonla Mücadele Haftası, toprak sağlığının korunmasına yönelik bilinç oluşturmayı amaçlayan bir dizi etkinliğe ev sahipliği yapıyor. BM ve çeşitli STK’ların desteğiyle gerçekleştirilen bu hafta boyunca, toprağın biyolojik çeşitlilik ve gıda güvenliği için taşıdığı hayati rol ön plana çıkarılıyor. Ayrıca, tarımsal alanlarda sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaştırılması için küresel çağrılar yapılıyor.
Sürdürülebilir Tarım İçin “Toprağı Koru Hareketi”
Save Soil (Toprağı Koru Hareketi) tarafından yapılan analizlere göre, sağlıklı toprak uygulamaları ile sanayi sonrası küresel ısınmayı 2 derece altında tutmak için gereken karbon emisyonlarının %27 oranında azaltılabileceği öne sürülüyor. Dolayısıyla sağlıklı toprakların, sürdürülebilir tarım ve iklim hedeflerine ulaşmada vazgeçilmez bir öneme sahip olduğu vurgulanıyor.
Toprak Koruma Rehberi Yenilendi
Toprak koruma ve sürdürülebilir yönetim adına önemli adımlardan biri, 1980’de BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından kabul edilen Dünya Toprakları Şartı’nın 2015 yılında yenilenmesi oldu. Gözden Geçirilmiş Dünya Toprakları Şartı, erozyonla mücadelede etkin stratejiler ve en iyi toprak yönetim uygulamalarını kapsayan bir rehber niteliği taşıyor. Bu ilkelere göre, toprak yüzeyini koruyucu örtülerle kaplama ve erozyon yaratıcı faktörlerin kontrolü ön planda tutuluyor.