Uzmanlar, tarımsal üretimde daha yüksek verim elde etmek amacıyla toprağa aşırı miktarda azot uygulanmasının, insan sağlığı ve çevre için ciddi tehdit oluşturduğunu belirtiyor. Azot kirliliğinin önlenmesi adına daha az miktarda gübre kullanarak daha yüksek verim sağlayacak yeni bitki çeşitlerinin geliştirilmesinin önemli olduğuna vurgu yapılıyor.
Bitkilerin gelişimi için gerekliliği olan azotun, hayvan gübresi ve sentetik gübrelerde aşırı miktarda bulunması ve bu azotun kontrolsüz kullanımı, çeşitli kirletici formaların yayılmasına yol açıyor. Bu kirletici maddeler arasında amonyak, azot oksit, nitröz oksit ve nitrat bulunuyor.
Nitröz oksit, karbon dioksitten 300 kat daha etkili olması nedeniyle küresel ısınma ve ozon tabakasının incelmesine neden oluyor. Bu gazın kaynağı olan nitrat ise kimyasal gübreler ve endüstri faaliyetleri tarafından üretilerek, nehirleri ve denizleri kirleterek insanlar ve deniz canlıları üzerinde risk oluşturuyor.
Azot Kullanımı Gittikçe Artıyor
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın verilerine göre, 2010 yılında toplam bitki besin maddesi kullanımı 1 milyon 942 bin 256 ton iken, 2022 yılında bu miktar azot için 1 milyon 579 bin 383 ton, fosfor için 603 bin 558 ton ve potasyum için 130 bin 747 ton olmak üzere toplamda 2 milyon 313 bin 688 tona ulaştı.
Birleşik Krallık Ekoloji ve Hidroloji Merkezi (UKCEH), Avrupa Komisyonu, Kopenhag İşletme Okulu ve Hollanda Ulusal Halk ve Çevre Sağlığı Enstitüsü’nden araştırmacıların Birleşmiş Milletler (BM) için hazırladığı rapora göre; Avrupa’da tarım ve gıda sistemlerinden kaynaklanan azot kirliliğini yarıya indirmek için atılabilecek adımlar belirlendi.
Rapora göre; Avrupa’da azot kirliliğinin azaltılabilmesi için çeşitli önlemler önerildi. Bu kapsamda, gübrelerin daha verimli kullanılması ve depolanması, gıda israfının üretici ve tüketiciler tarafından azaltılması, atık suların azotunu daha etkili bir şekilde yakalayabilmek için daha gelişmiş atık su arıtımının gerçekleştirilmesi, et ve süt tüketiminin yarıya indirilmesi gibi demitarian yaklaşımın benimsenmesi, sürdürülebilir gıda ürünlerinin teşvik edilmesi, gıda üretimi ve tüketimine yönelik politikaların daha tutarlı hale getirilmesi, çiftçilerin, hükümetlerin ve tüketicilerin azot kirliliğini azaltmak amacıyla çeşitli platformlarda iş birliği yapması gerekliliği vurgulanıyor.