Dünya nüfusunun 2050 yılına kadar neredeyse 10 milyara ulaşması bekleniyor. AI, robotik ve GPS, tarımı daha üretken ve sürdürülebilir hale getiriyor.
Nüfus artışı, gıda talebinde yüzde 50 artışa neden olacak. Bu da çiftçilerin aynı veya daha az kaynak kullanarak daha fazla gıda üretmelerini gerektirecek. Ayrıca tarımın kendine özgü birçok zorluğuyla karşı karşıya olan çiftçiler, beklenmedik hava koşulları, işgücü kıtlığı ve azalan verimli arazi gibi sorunlarla karşılaşarak üretkenlik ve verimlilikte bu büyük artışı gerçekleştirmek zorunda kalacaklar.
Teknolojinin gelişmesiyle beraber çiftçilere yardımcı olacak birçok alternatif doğuyor. Yapay zekâ (AI), Io ve coğrafi konumlandırma sistemleri (GPS) gibi teknolojilerin ilerlemesi, çiftçilerin verimlilik ve işleyişlerini artırıyor. Akıllı robotik makineler, çiftçilerin gözlemlerini daha hızlı, daha verimli ve daha hassas hale getiriyor.
Bir tür yapay zekâ olan bilgisayar görüşü, çiftçilere insan kapasitesinin ötesini “görmelerine” yardımcı oluyor. Yapay zekâ, kritik kavşaklarda neler olduğunu göstererek, önemli anlık kararları bilgilendiriyor.
Çiftçiler ayrıca, gözlemlerini ve duyularını insan kapasitesinin ötesinde bir hız ve ölçekte artırmak için bağlantılılık, sensörler ve GPS’e de güvenirler. Son iki dekatta, GPS, çiftçilere inanılmaz bir hassasiyetle büyük ekipmanlarını tarlalarında hareket ettirmelerine yardımcı oluyor. Sensörlerle birleştirildiğinde, bu makineler çevrelerini anlar ve ürünlere zarar vermeden tarlalarda ilerlerler. Bir çiftliğin sınırlarını ve köşeleri bir inçe kadar haritalamak için GPS kullanarak, çiftçi akıllı telefonundan otonom bir traktörü “sürerek” insan gücüne daha az bağımlı olabilir. GPS sınırlarına göre otomatik olarak yönlendirilerek, traktör tarladaki geçişleri azaltabilir, toprağı daha az sıkıştırabilir ve ürünlere zarar vermeden ilerleyebilir. GPS ayrıca, çiftçileri makinelerden gelen verileri analiz ederek sezonun sonraki adımlarını daha iyi bilgilendirmek gibi diğer yüksek değerli görevler için de serbest bırakır.
İlerlemiş teknolojilerin bu entegrasyonu, IoT aracılığıyla gerçek zamanlı veri toplama ve paylaşımı ile geliştirilen bağlantı sayesinde mümkün hale geliyor. IoT gerçeği ortaya çıkmadan önce, çiftçiler hasattan önce mevsim boyunca topladıkları verileri kullanamıyorlardı. IoT ve GPS verileri olmadan, çiftçiler veri tabanlı kararlar veremiyordu. Bunun yerine, çevresel ve bitki düzeyindeki değişkenlik nedeniyle her zaman doğru olmayan sezgilerine güveniyorlardı. Bugün, çiftçiler performansı gösteren gerçek zamanlı verilere erişebiliyorlar. Bu verilerle, çiftçiler günlerini proaktif bir şekilde yönetebilir, verimliliği artırabilir ve işlerin planlandığı gibi ve sürdürülebilirlik gözetilerek yürütüldüğünden emin olabilirler.
Yapay zekâ, sensörler, GPS ve veri analitiği gibi yenilikler sayesinde, çiftçiler üretimlerini maksimize edebilir. Böylece her geçen gün büyüyen dünya desteklenerek topraklar korunur.