Stellantis, kurumsal sosyal sorumluluk alanındaki çalışmalarını ve taahhütlerini ortaya koyan üçüncü Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu‘nu paylaştı.
Şirket, toplumsal fayda sağlamak amacıyla yürüttüğü sürdürülebilirlik çalışmalarındaki son gelişmeleri içeren üçüncü Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) Raporu’nu yayımladı. Şirketin sürdürülebilirlik faaliyetleri, 2030 yılına kadar olan uzun vadeli stratejik planı olan Dare Forward 2030 ile bütünleşik bir şekilde ilerliyor.
Stellantis, 2038 yılına kadar net sıfır karbon emisyonu hedefi doğrultusunda küresel karbon ayak izini tüm kapsamlar dahilinde azaltma yolunda önemli bir ilerleme kaydetti. 2021 yılına kıyasla 2023 yılında küresel karbon ayak izi, yani CO2 eşdeğeri emisyonları, yüzde 12,6 oranında düşüş gösterdi. Ayrıca şirketin 2030 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji kullanımı hedefi kapsamında, 2023 yılında karbonsuz elektrik kullanım oranı yüzde 58’e ulaştı. Bu durum, 2021 yılına göre endüstriyel karbon ayak izi (kapsam 1 ve 2) üzerinde yüzde 20’lik bir azalmaya sebep oldu.
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Raporu’nda Birçok Bilgi Yer Aldı
Döngüsel Ekonomi faaliyetlerinin gelişimi, 2023 yılında dört bölgede (Genişletilmiş Avrupa, Kuzey Amerika, Güney Amerika ve Orta Doğu ve Afrika) iki milyondan fazla parça (katalitik konvertörler, kaplamalar/plastik tamponlar, alaşım jantlar ve yüksek voltajlı bataryalar dahil) geri dönüştürüldü. Stellantis, motor, şanzıman ve elektrikli araç bataryasının yeniden üretimi, araç yenilemesi ve sökülmesiyle başlayan ilk SUSTAIN era Döngüsel Ekonomi Merkezi’ni İtalya’nın Mirafiori kentinde açtı. 2023 yılı sonunda tüm markaları kapsayan mevcut 30 batarya elektrikli araç (BEV) modeliyle elektrikliye geçiş yol haritası kapsamında 2024 yılında 18 model eklenecek ve 48 modele ulaşacak.
Geçtiğimiz yıl, dünya genelinde batarya elektrikli araç satışlarında yüzde 21’lik bir artış yaşandı. Avrupa’da Malta ve Norveç hariç olmak üzere, AB27 ülkeleri, İzlanda, İngiltere ve İsviçre’de satılan binek otomobillerin yüzde 18,5’i elektrikli veya şarj edilebilir hibrit araçlardan oluştu. ABD’de ise satılan binek otomobiller ve hafif ticari araçların yüzde 11,2’si elektrikli veya şarj edilebilir hibrit modellerden meydana geldi. Bu oranlar, sektörün giderek genişleyen araç portföyünün bir yansıması olarak görülüyor.
Stellantis Üst Yöneticisi (CEO) Carlos Tavares, ulaşımın, Stellantis’in sürdürülebilir ilerleme yaklaşımının temel unsuru olduğunu söyleyerek “Çevre üzerindeki etkimizi azaltmak için daha kapsayıcı işyerleri oluşturmak yoluyla kendi operasyonlarımızda ve topluluklarımızda değişimi hedefliyoruz. Müşterilerimize, uygun maliyetli ulaşımı başarıyla sunmak ve paydaşlarımızın bize faaliyet lisansı vermeye devam etmesini sağlamak açısından bu alanlardaki ilerleme çok önemli.” dedi.