Alman uçak güç aktarım sistemi geliştiricisi, sıvı hidrojenle çalışan elektrikli uçağın dünyanın ilk pilotlu uçuşunu başarıyla gerçekleştirdiğini duyurdu.
2021 yılında Joby Aviation tarafından satın alınan Stuttgart merkezli H2FLY firması, son teknoloji hidrojen-elektrik yakıt hücresi itiş gücü sistemi ve kriyojenik olarak depolanan sıvı hidrojenle donatılmış HY4 gösteri uçağında, üç saati aşan dört bu tür uçuşu başarıyla tamamladı.
Bu başarı, geleneksel havacılık teknolojisinin geleceğine dair önemli bir bakış sunuyor. H2FLY’ın kurucu ortağı Profesör Josef Kallo, bu başarıyı “hidrojenin uçaklara enerji sağlamak için bir dönüm noktası” olarak nitelendirdi. Kallo ayrıca “İş birliği içinde, sıvı hidrojenin orta ve uzun menzilli emisyonu olmayan uçuşları desteklemek için ne kadar etkili bir seçenek olduğunu gösterdik. Şimdi, ticari havacılığın karbonsuzlaştırılması gibi kritik bir görevle başlayarak, teknolojimizi bölgesel uçaklar ve diğer uygulamalar için ölçeklendirmek için sabırsızlanıyoruz.” şeklinde ekledi.
Uçak, çevre dostu yaklaşımıyla dikkat çekiyor
Gaz halindeki hidrojenin sıvı hidrojenle değiştirilmesi, HY4 uçağının maksimum menzilini iki katına çıkardı. Bu değişiklik, yaklaşık 466 milden (750 km) yaklaşık 932 mile (1.500 km) kadar etkili bir şekilde artış sağladı. Bu, daha temiz ve sürdürülebilir hava yolculuğunun geleceği için büyük bir umut taşıyor. Uçaklara daha sürdürülebilir yakıt sağlama konusunda diğer alternatifler de araştırılsa da görünüşe göre hidrojen enerjisi kadar pratik bir çözüm bulunmuyor.
Bu son uçuş kampanyası, H2FLY liderliğindeki ve Avrupa hükümeti tarafından desteklenen bir konsorsiyum olan Project HEAVEN’in (Hidrojen Enerjisi ve Dikey Elektrikli Uçak Ağı) zirvesini temsil ediyor. Uçaklarda sıvı, kriyojenik hidrojenin kullanılabilirliğini incelemek amacıyla bir araya gelen bu konsorsiyum, ortakları arasında Air Liquide, Pipistrel Vertical Solutions, Alman Havacılık ve Uzay Merkezi (DLR) ve EKPO Yakıt Pili Teknolojileri gibi önemli firmaları bulunduruyor.
Sıvılaştırılmış, kriyojenik hidrojen (LH2) ile doldurulan tanklar, basınçlı gaz halindeki hidrojen (GH2) ile karşılaştırıldığında belirgin bir şekilde daha hafif, bu da uçakların daha uzun mesafelere uçmasını ve daha fazla yararlı yük taşımasını sağlıyor.