Yenilenebilir Gençlik Enerjisi Projesi’nin (RE-You) ikinci bölgesel konferansı Çanakkale’de düzenlendi. Konferansta sektör temsilcileri, yenilenebilir enerji alanında iş gücünün artan önemini vurguladı ve geleceğe dair istihdam hedeflerini paylaştı.
Yenilenebilir Enerji Akademisi (RENAC) Proje Temsilcisi Charlene Rossler, Almanya’daki yenilenebilir enerji sektöründeki büyüme ve istihdam artışına değindi. Rossler, Almanya’da 2000-2010 yılları arasında yenilenebilir enerji alanında iş gücünün üç katına çıktığını ve özellikle güneş ile rüzgâr enerjisinde iş gücü ihtiyacının giderek arttığını belirtti. Türkiye’de ise fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına kayışın 2030 yılına kadar 300 bin yeni iş fırsatı yaratması bekleniyor.
Yenilenebilir Enerji Teknolojilerine Yönelik Eğitim Programları
Yenilenebilir Enerji Akademisi Akademik Programlar ve Mesleki Eğitimler Bölüm Başkanı Uta Zähringer, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründe güçlü bir potansiyele sahip olduğunu ve bu alandaki eğitim programlarının geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. Zähringer, “Türkiye’nin güçlü doğal kaynakları var, bu avantajlar değerlendirilmeli. Üniversitelerin bu alandaki müfredatlarını hızlıca güncelleyip, yenilenebilir enerji alanında nitelikli eleman yetiştirmeleri önemli,” dedi.
Zähringer, yenilenebilir enerji sektöründe yalnızca mühendislik değil, teknisyenler, hukukçular ve kanun koyucular gibi birçok mesleğe ihtiyaç olduğunu belirtti. Özellikle rüzgâr ve güneş enerjisi alanında eleman açığı bulunduğunu vurgulayan Zähringer, gençlerin bu alanlara yönelmesi gerektiğini ifade etti.
Sertifikasyon ve Nitelikli İş Gücü İhtiyacı
RENAC Akademik Programlar ve Mesleki Eğitimler Bölümü Proje Direktörü Dr. Emilienne Tingwey, enerji santrallerindeki kurulumların nitelikli uzmanlar tarafından yapılmasının önemine dikkat çekti. Tingwey, nitelikli personelin akreditasyona sahip kurumlarda eğitim alması ve sertifikasyon süreçlerinden geçmesinin gerekliliğini vurguladı.
Dr. Tingwey, Almanya’da fotovoltaik teknisyenliği alanında uygulanan sertifikasyon süreçlerinden bahsederek, bu süreçlerin teorik eğitim ile başladığını, pratik eğitimlerle devam ettiğini ve son olarak yazılı sınavlarla tamamlandığını belirtti. Bu süreçlerin biyogaz ve rüzgâr enerjisi gibi diğer alanlarda da benzer şekilde uygulandığını ekledi.
RE-You Projesi kapsamında gerçekleştirilen ikinci konferans, Türkiye’nin yenilenebilir enerji sektöründeki istihdam açığına ve nitelikli iş gücü ihtiyacına dikkat çekti. Bu alanda sağlanacak eğitim programlarının ve sertifikasyon süreçlerinin hızlandırılması, Türkiye’nin 2030 ve 2053 iklim hedeflerine ulaşabilmesi açısından büyük önem taşıyor.