Türkiye’nin en önemli katma değer yaratan sektörlerinden biri olan plastik sektörü, 2023 yılının sonunda uygulanacak olan “Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması (KKDİK)” yönetmeliğiyle ilgili endişeler yaşıyor. Bu uygulama, sektörün nihai kayıt yükümlülüğünü zorunlu hale getirecek.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Avrupa Birliği REACH Mevzuatı’na uyumu sağlamak amacıyla “Kimyasalların Kaydı, Değerlendirilmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında Yönetmelik (KKDİK)” adıyla bir yönetmelik hazırladı. 23 Aralık 2017 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğe göre, her bir imalatçı veya ithalatçının yılda 1 ton veya daha fazla miktarlarda imal veya ithal ettiği tüm maddeler ve salınım yapması planlanan ürünlerde bulunan tüm maddeler, kayıt kapsamına alınmadıkça, Kimyasal Kayıt Sistemi’ne kaydedilmelidir.
KKDİK Yönetmeliği’ne tabi olan tüm kimyasal maddelerin, 31 Aralık 2023 tarihine kadar Ön Kayıt ve Kayıt süreçlerini tamamlanmaları gerekiyor. 1 Ocak 2024 itibarıyla kaydı tamamlanmayan hiçbir kimyasal madde, kayıt işlemleri tamamlanana kadar üretilemeye veya ithal edilemeyecek.
Plastik ve kimya sektörü gerekli görüşmeleri yapıyor
Başta plastik olmak üzere kimya sektörü altındaki tüm sektörler, tedirginlikle karşılayacakları bir uygulamayla karşı karşıya. Bu durumda, sektörün sivil toplum kuruluşları, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ilgili tüm kamu bürokrasisiyle iş birliği içinde çalışmalarını sürdürüyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER) Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Yönetim Kurulu Üyesi Şener Gençer, “Uygulama için gerekli olan testler ve bu testlerin hemen hiçbiri ülkemizde yapılamıyor. Test maliyetinin sadece Plastik sektörüne maliyeti 3 milyar dolara yakın seviyede. Firmaları kayıt yapmak için Avrupa’daki konsorsiyumlardan ilgili kimyasalın kayıt dosyasını satın almak istediğinde karşılarına zorluklar çıkarılıyor. Bu sorunların çözümü yolunda sektörümüzün sivil toplum kuruluşları olarak Federasyonumuz PLASFED ve Plastik Sanayicileri Derneği (PAGDER) ilgili kamu otoriteleri ile son derece verimli bir çalışma sürdürüyor. Bu çalışmalara katkı koyan tüm arkadaşlarıma yürekten teşekkür ediyorum. Sektör olarak endişemiz, uygulama tarihi yaklaştıkça hepimizin üretimleri için vazgeçilmez olan kimyasalların nihai kayıtlarının henüz gerçekleşmemesi nedeniyle, müşterilerimizin risk almamak için rakibimiz olarak ülkelere yönelme olasılıklarıdır. Ham maddede yüzde 88 oranında ithalata bağımlı bir sektör olan plastikte, üretimin ciddi oranda sekteye uğrama olasılığı var.” şeklinde ifade etti.