Global Canopy tarafından yayımlanan “Forest500” raporu, şirketlerin ormansızlaşma durdurmak için eylemlerinin yetersiz olduğunu ortaya koyuyor.
Şirketlerin yüzde 63’ü taahhütlerini yeterince uygulamıyor. En riskli emtialarda uygun uygulama oranı sadece yüzde 6. Şirketlerin yalnızca yüzde 3’ü tedarik zincirlerindeki ormansızlaşmayı kamuya açık olarak raporluyor. Ormansızlaşmayı durdurmak için yasal düzenlemeler kritik durumda. AB ve İngiltere gibi bölgelerde yeni düzenlemeler var. Ancak şirketlerin sadece yüzde 1’i AB mevzuatına uyum sağlamaya hazır, bu yüzden endişe verici bir durum ortaya çıkıyor. Forest 500’deki finans kuruluşlarının yüzde 45’inin kamuya açık ormansızlaşma politikası var.
Rapora göre, palm yağı ormansızlaşmanın önde gelen küresel tetikleyicilerinden biri olarak öne çıkıyor. Sığır eti ve deri gibi diğer emtialar da benzer şekilde önemli nedenler arasında bulunuyor. İnsan hakları ve çevresel sürdürülebilirlik konularında ciddi ihlaller var. Ormansızlaşma, toprak kullanımı çatışmaları ve insan hakları savunucularına yönelik şiddet, bu ihlallerin başında geliyor. Tedarik zincirlerinde insan hakları ihlallerine sıfır tolerans yaklaşımı benimseyen tek şirket nitelik listesinde yer alıyor. Ormansızlaşma küresel ekosistem ve toplumsal adalet için büyük tehditler oluşturuyor. Şirketlerin daha şeffaf ve sorumlu olmaları gerekiyor. Rapor, yatırımcıların, düzenleyicilerin ve tüketicilerin şirketlerin performanslarını yakından izlemesi ve gerekli baskıyı uygulaması gerektiğini vurguluyor.
Rapor, şirketlerin ve finans kuruluşlarının Deforestasyon Eylemi (FSDA), Ceres ve PRI gibi ağlara katılarak ormansızlaşma ile mücadelede ilerleme kaydedebileceğine dikkat çekiyor. Bu iş birlikleri, ormansızlaşmayı durdurmak ve ekosistem dönüşümünü önlemek için kritik bir rol oynuyor.