Türkiye, makine ihracatında ilk 5 ayda 11,7 milyar dolarlık rekorla zirveye çıktı. Makine İhracatçıları Birliği (MAİB) Başkanı Kutlu Karavelioğlu, bu artışın büyük bir bölümünün Rusya’ya yapılan ihracattan kaynaklandığını açıkladı.
Türkiye, ocak-mayıs döneminde yaptığı makine ihracatıyla 11,7 milyar dolarlık yeni bir rekor kırdı. MAİB verilerine göre, serbest bölgeler dahil edildiğinde makine imalat sanayisinin ihracatı yılın ilk 5 ayında 11,7 milyar dolara ulaştı.
O dönemde kilogram başına ortalama ihracat birim fiyatları 7 doların üzerinde seyretti ve miktar açısından daha az ihracat gerçekleştirilmesine rağmen değer bazında bir artış sağlandı. Sektörün en yüksek ihracatını gerçekleştiren ülkeler arasında Almanya ve Rusya ön plana çıkıyor. Kilogram başına ihracat değeri, bu ülkelerde 10 dolara yaklaşarak dikkat çekiyor. Ancak üçüncü sırada yer alan ABD’de bu değer 12,3 dolar olarak kaydedildi.
Makine ihracatı, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre mayıs ayında yüzde 12,7 artarak 2,4 milyar dolar seviyesine ulaştı.
İhracat rakamlarına ve sektördeki gelişmelere ilişkin açıklama yapan Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, 2023’ün ilk 5 ayında sağlanan artışın büyük kısmının Rusya’ya yapılan ihracattan kaynaklandığını belirterek geride kalan dönemde Rusya pazarında sağlanan başarıyı Avrupa’da sergilenecek yeni bir başarı hikayesiyle desteklemek için çalıştıklarını dile getirdi.
Makine ve teçhizat yatırımları artacak
Karavelioğlu, “Ekonomide rasyonel zemine dönüş olarak ifade edilen yeni modelin; son bir yılda oluşan fiyatlama dengesizliklerini ortadan kaldıracağına ve ithalattan üretime dönüşü hızlandıracağına inanıyoruz. Tedrici bir geçiş sürecini gerektirecek bu dönüşün ilk işaretlerinin dahi küresel pazarı kasıp kavuran resesyon fiyatlamalarında elimizi rahatlattığını söylemeliyiz. Döviz gelirlerimiz üzerindeki serbest tasarruf kabiliyetimize tekrar kavuşacağımız günleri de iple çekiyoruz.” dedi.
Dış ticaret açığı ve döviz dengesine yönelik açıklamalar da yapan Karavelioğlu, “Faiz oranlarında olası artışların, kredi politikasında sıkılaşmanın, kamu harcamalarında tasarrufun ve TL’nin gerçek değerine ulaşmasının iç talebi sınırlayarak iktisadi faaliyetlerde bir yavaşlamaya yol açacağının farkındayız. Burada önemli olan seçici kredi politikasının sürmesi, ihracatın ve yatırımların bu şekilde desteklenmeye devam edilmesi. Eğer finansmanda başarısı kanıtlanmış bu yöntemde ısrarcı olunursa, sürdürülebilir ve öngörülebilir bir ekonomiye geçişe dair güveni artıracağına ve ertelenmiş makine ve teçhizat yatırımlarını da hızlandıracağına inanıyoruz.” şeklinde konuştu.