Son dönemlerde bilimsel keşifler ve atılımlar oldukça hız kazandı. AOH1996 ilacı, kanser tedavisinde yirmi yılı aşkın bir süredir geliştiriliyor ve adeta bir devrim yaratma potansiyeline sahip.
ABD’nin önde gelen bir hastanesindeki bilim insanları, solid tümörleri “hedefe yönelik kemoterapi” yoluyla öldüren bir “kanser öldürücü hap” geliştirdi. Bilim insanları, kemoterapi ilacının sağlıklı hücreleri etkilemediğini açıkladı. Bu ilaca “AOH1996” adı verildi ve adını, 1996 doğumlu Anna Olivia Healy’den almakta.
Anna, nadir görülen bir çocukluk çağı kanseri olan nöroblastom teşhisi konulduktan sonra henüz dokuz yaşındayken kaybettikleri bir çocuktu. Anna’nın ölümü, milyonların kurtulmasını sağlayacak potansiyel bir gelişmenin fitilini ateşledi. Ölümünden bu yana, Anna’nın ailesi, AOH1996’yı geliştirmek için 20 yılını harcayan Profesör Linda Malkas’a bağışlar yaparak destek oluyor. Şimdi ise umut verici gelişmelere tanıklık ediyoruz.
Kanser Tedavisinde Atılım
Profesör Linda Malkas ve ekibi, kanserlerin yanı sıra Anna’nın ölümüne yol açan kanseri de içeren tüm kanserlerde bulunan bir proteini hedef alan bir ilaç geliştirmek için yirmi yıl boyunca çalıştılar. Bu proteinin adı “Proliferating Cell Nuclear Antigen (PCNA)” ve kanserli varyantı hedefliyor. PCNA’nın mutasyona uğramış hali, DNA replikasyonuna ve kanserli hücrelerin onarımına yardımcı olarak tümörlerin büyümesini teşvik ediyor.
Profesör Malkas ve Kaliforniya’daki City of Hope’taki araştırma ekibi, hedefe yönelik kemoterapilerinin klinik öncesi araştırmalarda tüm solid tümörleri “yok ettiğini” ifade etti. Bu araştırma ekibi tarafından geliştirilen protein, “önemli bir havayolu merkezini kapatıp sadece kanser hücrelerini taşıyan uçaklarda tüm uçuşları durduran bir kar fırtınasına” benzetiliyor. Bu benzetme, proteinin kanser hücrelerine özgü olarak etki gösterdiğini ve sağlıklı hücrelere zarar vermediğini vurgulamak amacıyla kullanıldı. Bu tür inovatif çalışmalar kanser tedavisinde umut vaat eden önemli adımlardır. Ancak, klinik çalışmalarda ve insan deneylerinde de başarılı olup olmadığı daha fazla araştırma ve test gerektirir.
70’ten Fazla Kanseri Engelliyor
Hakemli Cell Chemical Biology dergisinde yayınlanan çalışmada, AOH1996’nın 70’ten fazla hücre hattında test edildiği ve kanser hücrelerini seçici olarak öldürerek normal hücre üreme döngüsünü bozduğu, ancak sağlıklı kök hücrelerin üreme döngüsünü etkilemediği bulundu. Klinik öncesi çalışmalar, ilacın meme, prostat, beyin, yumurtalık, rahim ağzı, deri ve akciğer kanserlerinden türetilen hücrelerin tedavisinde etkili olduğunu gösteriyor. Ancak, ilacın yaygın kullanılabilmesi için hala titiz güvenlik ve etkinlik testlerinden geçmesi ve büyük ölçekli klinik deneylerin tamamlanması gerekiyor.
İlk hasta, ekim ayında potansiyel kanser önleyici hapı aldı ve birinci aşama klinik çalışma hala devam ediyor ve en az iki yıl süreceği bekleniyor. Araştırmacılar ayrıca hayvan çalışmalarında ilacın işe yaramasını sağlayan mekanizmaları incelemeye devam ediyorlar. Bu tür çalışmalar, kanser tedavisi alanında büyük bir ilerleme ve umut vadediyor, ancak ilacın tam olarak onaylanması ve kullanılabilir hale gelmesi için daha fazla çalışma ve araştırma gerekiyor.
Prof Malkas yaptığı açıklamada şunları söyledi: “PCNA, birden fazla uçak kapısı içeren büyük bir havayolu terminal merkezi gibidir. Veriler, PCNA’nın kanser hücrelerinde benzersiz bir şekilde değiştiğini gösteriyor ve bu gerçek, kanser hücrelerinde yalnızca PCNA formunu hedefleyen bir ilaç tasarlamamızı sağladı” dedi. Çalışmanın başyazarı Long Gu ise şunları söyledi: “Hiç kimse PCNA’yı tedavi edici bir ilaç olarak hedeflemedi çünkü PCNA ‘tedavi edilemez’ olarak görülüyordu, ancak City of Hope’un zorlu bir protein hedefi için araştırma amaçlı bir ilaç geliştirmeyi başardığı açık.” Araştırma amaçlı kemoterapötik şu anda City of Hope’daki insanlarda 1. Faz klinik denemesinde bulunuyor ve ilerleyen dönemlerde sonuçların daha da güçlendirilerek 2. Faz klinik deneylere geçilmesi hedefleniyor.