Doğa Koruma Merkezi (DKM) Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Zeydanlı, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) ile ortak gerçekleştirilen projenin İstanbul’daki ormanları iklim değişikliğiyle mücadeleye uygun planlayacaklarını kaydetti.
İklim değişikliğinin katlanarak arttığı son yıllarda dünyadaki arazilerin yüzde 31’ini kaplayan ormanlar, her yıl yaklaşık 2 milyar ton karbondioksit tutarak küresel ısınmayla mücadelede doğanın en büyük koruyucularından biridir.
Dünya genelinde yüzde 95’i bitki temelli olmak üzere 76 milyon ton gıda ürünü ormanlardan temin edilirken ormanlardan elde edilen doğal ilaçlar, gelişmiş ülkelerde kullanılan ilaçların yüzde 25’ini, gelişmekte olan ülkelerdekilerin ise yüzde 80’ini oluşturuyor.
Türkiye’nin orman varlığı 23 milyon 245 bin hektarla ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 29,8’ini kaplıyor. Tahminler yıl sonunda bu oranın yüzde 30’u bulması yönünde.
Zeydanlı, hayatın her noktasını etkileyen iklim değişikliğine karşı tüm dünyada tercih edilen “doğayı kullanma” yaklaşımının Türkiye’de de uygulanması gerektiğini söyledi.
Zeydanlı, “İklim değişikliğinin etkilerinden doğa da oldukça olumsuz bir şekilde etkileniyor. Denizde yaşadığımız müsilaj, kuraklık, ormanlarımızda yaşadığımız yangınlar, böceklerden çok bahsedilmez ama en az yangınlar kadar orman ekosistemlerine böcek salgınları da zarar veriyor. Doğal ekosistemlerin uyum kapasitesini artırmamız lazım ama öte yandan bizim bu ekosistemlerin sağladığı faydaları iklim değişikliğinin olumsuz etkileriyle mücadelede etkin şekilde kullanmamız gerekiyor.” dedi.
OGM’nin ev sahipliğinde 23-25 Kasım tarihlerinde Antalya’da düzenlenen “İklim Değişikliği Sürecinde Orman Yönetimi Çalıştayı”nda orman ekosistemlerinin iklim değişikliğiyle mücadelede nasıl kullanılabileceği konusunun alanında uzman kişiler tarafından ele alındığını aktaran Zeydanlı, iklim değişikliğinin orman yönetimine uygulanmasını önemini vurguladı.
Elde edilen sonuçlar haritalanarak sayısal verilere dönüştürülecek
Henüz hazırlık aşamasındaki projenin ilk etabında vatandaşlarla ve birçok sektörle ortaklaşa aksiyon alınacağını ve orman ekosistemlerinin yararları hakkında bilgi alışverişinde bulunacaklarını belirten Zeydanlı, önceden kırsal bölgelerde gerçekleştirilen çalışmanın ilk kez bu kadar geniş bir havzada yapılacağını ifade etti.
Elde edilen sonuçların haritalanarak sayısal verilere dönüştürüleceğini, sonrasında ise mekansal bilgi planlama sürecinde kullanılacağını anlatan Zeydanlı, sözlerine şöyle devam etti:
“Burada yapacağımız en önemli şey sadece ormanı değil kaybolan faydayı da yöneticilere, karar vericilere ve halka göstererek ormanların korunmasıyla ilgili önemli bir destek sağlamak. Bunları ürettikten sonra, amenajman planı dediğimiz planlarda, o bölgede ormanların 10 yıl boyunca nasıl kullanılacağı, ne yapılıp ne yapılmayacağıyla ilgili bütün kararlar oldukça detaylı şekilde yazılıyor. Bence buradaki en kritik nokta, bilgileri doğru şekilde alıp o planlara entegre edebilmek. Oraya entegre edildikten sonra zaten artık bu, o bölgedeki ormanların yönetimiyle ilgili anayasa gibi oluyor, onu değiştiremiyorsunuz, 10 yıl boyunca adım adım uygulanması gerekiyor.”
Zeydanlı, Türkiye’nin farklı bölgelerinde uygulanan fakat ilk defa bu kadar kalabalık nüfusun bulunduğu bir kentte hayata geçirilecek projenin ilerleyen dönemde diğer büyükşehirler için de örnek teşkil edebileceği görüşünü paylaştı.