İklim odaklı girişim yatırımları enerji ve ulaşım sektörlerinde yoğunlaşırken, karbon salımının büyük kısmını oluşturan endüstriyel üretim, tarım ve inşaat gibi alanlar geride kalıyor. Bu dengesizliği gidermeyi hedefleyen Juniper, iklim biyoteknolojisi yatırımlarına odaklanan bir girişim sermayesi fonu olarak dikkat çekiyor.
Juniper’in kurucu ortaklarından Michael Luciani, karbon emisyonlarının yarısından fazlasının kimya, plastik, tarım ve inşaat gibi sektörlerden kaynaklandığını belirterek, “Mühendislik biyolojisinin bu sorunlara yönelik en umut verici çözüm olduğunu düşünüyoruz,” dedi.
İklim Sorunlarına Çözüm
Juniper, başlarda “Climate Capital Bio” adıyla faaliyet gösterirken, yalnızca sentetik biyolojiye yatırım yapıyordu. Ancak kurucular, biyoteknoloji alanındaki uzmanlıklarını vurgulamak adına yeni bir marka stratejisi benimsedi. İlk fonlarını 10,6 milyon dolar ile kapatan şirket, aile ofisleri, vakıflar ve bilim insanlarından oluşan geniş bir yatırımcı ağına sahip.
Luciani, yatırımlarının odağında, erken aşamada araştırmalarını ticarileştirmeye çalışan bilim insanlarının olduğunu belirtti. Yatırım aralığı ise 100 bin ila 500 bin dolar arasında değişiyor. Kurucu ortaklardan Jennifer Kan, “Amacımız, araştırmalarını şirketlere dönüştürmeleri için ilk kurumsal desteklerini sağlamak,” dedi.
Öne Çıkan Girişimler
Juniper’in ilk yatırımları arasında, daha sürdürülebilir kahve ve çikolata üretimi için bitki hücrelerini kültüre eden California Cultured ve DNA ile veri depolama teknolojileri geliştiren Cache DNA bulunuyor. Kan, “Dünyadaki tüm veriyi DNA ile depolayabilseydik, yalnızca bir ayakkabı kutusu büyüklüğünde bir alan yeterli olurdu,” diyerek bu teknolojinin potansiyelini vurguladı.
Juniper, iklim biyoteknolojisi alanında lider bir girişim sermayesi fonu olmayı hedeflerken, endüstriyel dönüşüm ve sürdürülebilir çözümler için yeni bir çağ başlatıyor.