Türkiye’de Demir-Çelik ve Metal Sektör Analizi

Türkiye’de metal ürünler endüstrisinin büyüklüğü 79,5 milyar dolar olarak ölçümlenmiştir. 2030 yılına kadar nominal olarak yıllık ortalama %10’un üzerinde büyüme beklentisi olan endüstrinin 10 yıl içinde yaklaşık 230 milyar dolar büyüklüğe ulaşacağı öngörülmektedir. Kur etkisi ve iç piyasadaki inşaat, altyapı, otomotiv gibi sektörlerdeki talep değişimleri imalatçıları dış ticarete yönlendirmektedir. Metal ürünlerinde Türkiye’nin en büyük ihracat pazarları  Almanya, İtalya ve İsrail olarak dikkat çekmektedir.

Metal endüstrinin büyük kısmını oluşturan demir-çelik üretiminde ise Türkiye’nin 2019 yılı sektör büyüklüğü yaklaşık 43 milyar dolar seviyelerindedir. 2030 yılı projeksiyonlarında Türkiye’nin her yıl ortalama %10’un üzerinde büyüyerek sektör büyüklüğünü 125 milyar doların üzerine çıkaracağı öngörülmektedir. 2018 yılında 22,1 milyon ton demir-çelik ürünü ihracatı yapılarak, ülkemize 17.7 milyar dolar gelir sağlanmıştır. 37,3 milyon ton sıvı çelik üretilerek %71,9 seviyesinde kapasite kullanım oranına ulaşılmıştır. 51,8 milyon tonluk ham çelik kapasitesinin 39,4 milyon tonu hurdadan, 12,4 milyon tonu ise demir cevherinden üretim yapan tesislere aittir.

Sektöre yön veren global trendler

Enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve hurdaya dayalı üretim

Enerji verimliliği sektörde yalnızca maliyet tasarrufu değil aynı zamanda üretkenlikte ve uluslararası rekabet gücünde artış sağlanması açısından önemlidir.

Metal endüstrisi enerji kullanımını aktif olarak yönetmektedir. Metal ürünler üretiminde enerji tasarrufu, endüstrinin rekabet gücünü sağlamada ve sera gazı emisyonları gibi çevresel etkileri en aza indirmede önemli yer tutmaktadır. Metal ürünler, %100 geri dönüştürülebilirlik, dayanıklılık ve hafif potansiyeli ile birçok yaşam döngüsü boyunca enerji tasarrufu sağlamaktadır. Örneğin çelik üretiminde enerji maliyeti toplam üretim maliyetinin yaklaşık %30 kadarını kapsamaktadır.

OECD gerçekleştirdiği anket çalışmasında çelik üreticilerinin enerji verimliliğine yönelik tutumları ve stratejilerini incelemiştir. Katılımcıların %93’ü organizasyonlarında enerji verimliliği hedefleri olduğunu, %79’u bu hedefleri temel iş stratejilerine entegre ettiğini belirtmiştir. Bu hedef ve stratejilerden beklentiler olarak ise maliyet kontrolü ve artan üretkenlik gösterilmiştir.

Ticaret savaşları

ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşlarının etkisi küresel düzeyde birçok sektörü etkilemektedir. Dünyanın en büyük demir-çelik ithalatçısı ülkelerinden olan ABD’nin en büyük ihracatçı Çin ile yaşadığı bu savaş, sektörel büyük etki yaratmaktadır. Metal ürünlerinde ABD yaklaşık 150 milyar dolarlık ithalat hacmine sahip iken Çin yaklaşık 20 milyar dolarlık hacim ile ABD’nin en büyük ikinci ihracatçı ülkesi konumundadır. Çin için ise ABD birincil ihracat pazarıdır. Ülkenin 144 milyar dolarlık sektör ihracatının %10’luk kısmını ABD oluşturmaktadır. Bu savaş, hammadde fiyatlarında önemli ölçüde değişkenlik yaratmakta, ABD’de üretim yapan şirketlerin tedarik zincirlerini zayıflatmaktadır.

Dijital dönüşüm, modernizasyon ve İşin geleceği

Covid-19 salgını ile iş yaşamımızın örgütlenme biçimi konusunda kökten değişikliklere gitmemiz söz konusu olabilir. Bu değişiklikler yalnızca beyaz yaka ağırlıklı çalışan hizmet sektörleri için geçerli olmayabilir. Fiziksel çalışma ve işgücü girdisinin yoğun kullanıldığı sektörlerde dijitalleşme ve otomasyon konusu her geçen gün daha çok ön plana çıkmaktadır. Dijitalleşme, otomasyon ve uzaktan çalışma modelleri en geleneksel iş alanlarında dahi üstlenilen rollerin %60 ile 70% oranında yer değiştirmesine sebep olabilir. Yapılan araştırmalar metal endüstrisinde dijital dönüşümü başarıyla gerçekleştiren şirketlerde FAVÖK (Faiz-Amortisman-Vergi-Öncesi-Kâr) üzerinde %6 ile %8 oranında artış sağlanabildiğini göstermektedir.

Bu kapsamda, salgın ile birlikte tetiklenen toplum ve çalışan davranışlarındaki değişim, sosyal mesafe (social distancing) gibi kavramlar gözlüğünden, demir-çelik ve metal iş dünyasının Covid-19 sonrası örgütlenme biçimi üzerine kafa yormak, başta Uzaktan Çalışma (Remote Work), İşin Geleceği (Future of Work) ve Sanayi 4.0 (Industry 4.0) olmak üzere sektörde inovasyon ve uzun vadeli büyümeyi sağlayabilecek yönetsel ve dijital dönüşüm fırsatlarını değerlendirmek, sektörün ihtiyaç duyduğu verimlilik ve üretkenlik artışları yolunda, bugün geçmişe nazaran daha çok fayda sağlayabilir.