Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2035 yılı için belirlediği “Yenilenebilir Enerji 2035” yol haritası, Türkiye’nin enerji dönüşümünde güneş ve rüzgâr kapasitesinin 120 GW’a çıkarılmasını öngörüyor. Uzmanlar, Türkiye’nin sürdürülebilir enerji politikalarını değerlendirdi ve bu hedeflerin yenilenebilir kaynaklara geçişi hızlandırmada önemli bir adım olduğunu ancak daha geniş bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini ifade etti.
Türkiye’nin İklim Taahhütleri
Yol haritasında öne çıkan üç temel hedef; enerji arz güvenliği, dışa bağımlılığın azaltılması ve 2053 Net Sıfır emisyon hedeflerine ulaşmak olarak belirleniyor. İklim uzmanlarına göre, fosil yakıtlara yönelik bağımlılığı azaltmadan bu hedeflerin ikisini gerçekleştirmek güç olacak. Türkiye’nin iklim taahhütlerine bağlı olarak sürdürülebilir enerji yatırımlarını artırması gerektiği vurgulanıyor.
Yenilenebilir Enerji için Kapsayıcı Dönüşüm
Uzmanlar, enerji dönüşümü sürecinde çevresel ve sosyal etkilerin göz önünde bulundurulması gerektiğini ifade ediyor. Ormanlık alanlar, tarım arazileri ve zeytinliklerin zarar görmemesi için izin süreçlerinin özenle yönetilmesi gerektiğini belirten uzmanlar, dönüşüm sürecinin; biyolojik çeşitliliği koruyan, gıda güvenliğini sağlamak için tarımsal alanları dikkate alan ve yerel halkın haklarını gözeten bir yaklaşımla ele alınmasını talep ediyor.
Nükleer Enerjiye Olan Bağımlılık
İklim uzmanları, yenilenebilir enerji hedefleri doğrultusunda nükleer enerjiye ayrılan yatırımların sorgulanması gerektiğini düşünüyor. Nükleer enerjinin dışa bağımlılık, yüksek maliyet ve radyoaktif atık gibi riskler barındırdığına dikkat çeken uzmanlar, Türkiye’nin bu kaynak yerine yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine odaklanmasının daha sürdürülebilir olacağını belirtiyor.
Adil Geçiş Mekanizması
Enerji dönüşümünün toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde planlanması gerektiğini belirten sivil toplum kuruluşları, “Adil Geçiş Mekanizması”nın oluşturulması çağrısında bulunuyor. Bu kapsamda yeni istihdam olanakları yaratılması ve yerel ekonomilere destek sağlanması öneriliyor. Dönüşüm sürecinde elde edilecek karbon fiyatlandırma gelirlerinin de destek fonları olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtiliyor.