Hava Yollarına İklim Etkinlerini Raporlama Zorunluluğu Getirildi

Avrupa havalimanlarından uçuş gerçekleştiren hava yolları, jet motorlarından çıkan buhar izlerinin iklim üzerindeki etkilerini ve yıllık karbondioksit emisyonlarını izlemek ve bu verileri Avrupa Komisyonu’na bildirmek zorunda kalacak. Geçen hafta kabul edilen yeni kurallar, havacılık sektörünün çevresel etkilerini daha şeffaf hale getirmeyi amaçlıyor.

Yoğunlaşma İzlerinin Küresel Isınmaya Katkısı

Hava yolu sektörü, bu kurallara karşı çıkarak kondens izlerinin iklim etkisine ilişkin yeterli bilimsel veri olmadığını savunuyor. Ancak Avrupa Komisyonu, bu izlerin küresel ısınmaya katkısının net olduğunu belirterek, yeni raporlama gerekliliklerinin bu konudaki bilgi birikimini artıracağını açıkladı.

Yoğunlaşma izleri, nitrojen oksitler, siyah karbon ve diğer zararlı maddeleri içeriyor ve yüksek atmosferde bulut örtüsünün oluşmasına neden olarak ısının hapsedilmesine yol açıyor. Bazı tahminlere göre bu izlerin küresel ısınmaya katkısı, uçuşların yarattığı karbondioksit emisyonlarına yakın seviyede.

Uzun Mesafeli Uçuşlar için Geçici Muafiyet

Yeni mevzuat, Avrupa Ekonomik Alanı’ndaki havalimanları arasındaki uçuşlar için geçerli olacak. Ancak uzun mesafeli uçuşlar için geçici bir muafiyet sağlandı. Çevre grupları, bu durumu eleştirerek hava yollarının ayrıcalıklı muamele gördüğünü savundu.

Transport & Environment’ın havacılık politikası yöneticisi Krisztina Hencz, uzun mesafeli hava yollarının AB’den ayrıcalıklı bir taviz aldığını belirterek, bu kuralların 2027’den itibaren AB’ye giren ve çıkan tüm uçuşları kapsayacağını duyurdu.

Sürdürülebilir Havacılık Yakıtlarına Yeni Düzenlemeler

Yeni AB yasası, sürdürülebilir havacılık yakıtlarının karbon ayak izini nasıl hesaplayacağına dair kurallar getirdi. Bu yakıtlar, biyoyakıtlar, organik atıklar ve yeşil hidrojen gibi kaynaklardan üretilebiliyor. Karbon ayak izi, yaşam döngüsü boyunca standart kerosen yakıttan en az %70 daha düşük olan yakıtlar, sıfır emisyonlu olarak derecelendirilecek. Ayrıca yenilenebilir elektriğin, yeni türbinler ve güneş panelleri gibi sürdürülebilir enerji kaynaklarından elde edilmesi şart koşuluyor.