Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Türkiye’nin yenilenebilir enerji hedeflerini açıklayarak, 2035 yılına kadar güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesini 4 kat artırarak 120 GW’a ulaşmayı planladığını duyurdu. Bu hedefler, arz güvenliği, dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 Net Sıfır emisyon amaçlarını içeriyor. İklim ve enerji alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, bu hedefleri önemli bulsa da enerji dönüşümünün kapsayıcı bir perspektif ile ele alınması gerektiğini belirtiyor.
Kömürden Çıkış 2030 Raporu
Sivil toplum ve düşünce kuruluşları, Türkiye’nin 2030’da kömürden çıkış yapmasının ekonomik olarak yönetilebilir olduğunu savunuyor. Kömürden Çıkış 2030 Raporu, yenilenebilir enerji yatırımlarının teşviksiz bile daha düşük maliyetli olduğuna işaret ediyor. Uzmanlar, 2035 yılında 120 GW’lık rüzgâr ve güneş kapasitesi hedefi gerçekleştiğinde, kömür ve nükleere gerek kalmadan elektrik talebinin karşılanabileceğini öngörüyor.
Doğal Kaynakların Korunması Şart
Yenilenebilir enerji kapasitesinin artırılması için gerekli izin süreçlerinin, doğal kaynakları ve ekosistemi koruma esaslarına uygun yapılması gerekiyor. Uzmanlar, enerji dönüşüm projelerinin doğal varlıkları koruyacak, tarımsal arazilere zarar vermeyecek ve ekosistemleri koruyacak şekilde planlanması gerektiğini vurguluyor. Özellikle aşağıdaki prensiplere dikkat çekiliyor:
- Biyolojik Çeşitlilik Korunmalı: Projeler ekosistemleri olumsuz etkilememeli.
- Arazi Kullanımı Planlı Yapılmalı: Tarımsal verimliliği yüksek alanlar enerji projeleri için kullanılmamalı.
- Yerel Haklar Gözetilmeli: Yöre halkının ekolojik ve sosyal hakları korunmalı.
Nükleer Enerji Tartışması
Nükleer enerji yatırımlarına dair soru işaretleri devam ediyor. Yenilenebilir enerjinin güvenli ve sürdürülebilir bir alternatif olduğunu belirten uzmanlar, yüksek maliyet, dışa bağımlılık ve güvenlik riskleri nedeniyle nükleer enerji yerine güneş ve rüzgâr enerjisine odaklanılması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye için Enerji Dönüşümü Hedefi
2035 yılı için belirlenen 120 GW güneş ve rüzgâr enerjisi kapasitesi, Türkiye’nin enerji dönüşümünde önemli bir adımı temsil ediyor. Uzmanlara göre bu hedef, Türkiye’nin emisyon azaltma yolunda ilerlemesini sağlamakla kalmayıp, aynı zamanda iddialı iklim hedeflerine ulaşmasının da önünü açıyor.
Adil Geçiş ve İklim Adaleti Talebi
İklim ve enerji alanında faaliyet gösteren kuruluşlar, kimsenin geride bırakılmadığı bir enerji dönüşümü için Adil Geçiş Mekanizması kurulmasını öneriyor. Bu mekanizmanın, yeni iş olanakları yaratacak şekilde yerel ekonomilere katkı sunması bekleniyor. Ayrıca, karbon fiyatlandırması yoluyla elde edilecek gelirlerin de enerji dönüşümü için destek fonu olarak kullanılması öneriliyor.