Electreon adlı şirket, elektrikli araçların sürüş esnasında şarj olabilmelerini mümkün kılacak otoyolları geliştiriyor.
Elektrikli araçlar, günümüzde çevre dostu ve sürdürülebilir bir ulaşım alternatifi olarak öne çıkıyor. Ancak, bu araçların batarya kapasiteleri ve şarj altyapısı konusunda hala bazı sınırlamalar bulunuyor. Bu sınırlamaları aşmak için geliştirilen kablosuz elektrikli yol teknolojisi, bu soruna etkili bir çözüm sunuyor.
Fransa’da faaliyet gösteren Electreon şirketi, A10 otoyoluna 2 kilometrelik dinamik bir kablosuz şarj yolu ve sabit bir kablosuz şarj istasyonu kurma hazırlığında. Kurulan şarj altyapısı, tüm elektrikli araç tiplerini ve sınıflarını destekleyecek şekilde tasarlanıyor. Projenin tamamlanma tarihi henüz kesinleşmemiş olsa da, gelecekteki elektrikli araç kullanıcıları için büyük bir umut oluşturuyor. Electreon şirketinin İsveç’teki projesinin ise 2025 yılına kadar tamamlanması planlanıyor.
Elektrikli araçların şarj sorunu ortadan kalkıyor
Electreon mühendisleri, şu anda üç farklı şarj yöntemi üzerinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bu yöntemler arasında tramvay gibi raylı ve elektrikli sistemlerde kullanılan katener sistemi, iletken (yer tabanlı) sistem ve manyetik sistemle çalışan endüktif sistem yer alıyor. Bu çalışmalarla, elektrikli araçların yolculukları sırasında enerji ihtiyaçlarını en etkili ve verimli şekilde karşılamak için en uygun yöntemin belirlenmeye çalışılıyor.
Electreon şirketi, kablosuz şarj teknolojisini test etmek için Toyota RAV4 PHEV modeliyle bir test pistinde deneyler gerçekleştirdi. Bu testler sonucunda RAV4 PHEV, sadece elektrik gücüyle ve elektrikli yoldan aldığı enerjiyle tam 1.942 kilometre mesafe kat etmeyi başardı. Bu sonuç, bir binek elektrikli aracın şimdiye kadar durmaksızın gittiği en uzun süre ve mesafe olarak kayıtlara geçti. Kablosuz elektrikli yol teknolojisi, elektrikli araçların kullanımını daha pratik ve yaygın hale getirerek çevre dostu ulaşımın geleceğine yönelik umutları artırıyor. Bu teknolojinin başarılı bir şekilde uygulanmasıyla birlikte, dünya genelinde sürdürülebilir ve temiz bir ulaşım ağına doğru önemli bir adım atılmış olacak.