Eczacıbaşı Yapı Gereçleri CEO’su Özgen Özkan, “Türkiye’nin ve sektörümüzün AB ülkelerine toplam ihracatındaki payı göz önünde bulundurulduğunda, hidrojenin Türkiye’nin geleceğinde de önemli bir yere sahip olacağını düşünüyoruz” şeklinde ifade etti.
Alman Uluslararası İş Birliği Kurumu (Deutsche Gesellschaft für Internationale Zusammenarbeit GmbH/GIZ), yeşil hidrojenin kullanılmasını araştırmak amacıyla Türkiye’deki Eczacıbaşı Yapı Gereçleri AŞ ve Almanya’daki Burgbad AG ile işbirliği yapıyor.
Şirket tarafından yapılan açıklamaya göre, İstanbul’da düzenlenen imza töreniyle başlatılan projenin amacı, yeşil hidrojenin seramik üretiminde kullanılmasına yönelik değer zincirinin tamamını analiz etmektir.
Proje kapsamında, Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin Bozüyük’teki VitrA Üretim Tesisi’nde bulunan üç fabrikanın çatılarında güneş enerjisi santralleri (GES) aracılığıyla yerinde yeşil hidrojen üretilecek ve ardından üretilen hidrojen, pişirme fırınlarında kullanılarak etkisi araştırılacaktır.
Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Üst Yöneticisi (CEO) Özgen Özkan’a açıklamada yer verilerek Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine atıfta bulunuldu. Özkan, seramik endüstrisinin yılda 400 milyon tonu aşan küresel karbon emisyonlarına dikkat çekerek, seramik üretimindeki emisyonların ham maddelerin kimyasal dönüşümü ve fosil yakıtlardan kaynaklandığını belirtti.
Özkan, seramik ürünlerin pişirilmesinde kullanılan doğal gazın en büyük paya sahip olduğunu ifade ederek, bu aşamada yapılacak iyileştirmelerin endüstri çapında önemli miktarda emisyonun önüne geçilmesini sağlayacağını vurguladı. Yeşil hidrojenin pişirme işleminde kullanılmasıyla, Türk imalat sektöründe önemli miktarda doğal gaz tüketen seramik sektörünün çevresel etkisinin azalacağını ve küresel rekabet avantajı elde edeceğini belirtti.
Özkan, yeşil hidrojenin küresel enerji haritasını yeniden şekillendireceğini ve Avrupa Birliği’nin (AB) 2026’dan itibaren “Sınırda Karbon Düzenlemeleri” çerçevesinde emisyon yoğun ürünlere ek vergi getireceğini de aktardı.
Yeşil Hidrojen, Alternatif Temiz Enerji Kaynağı Olarak Önemli Yere Sahip Olacak
Projenin üçüncü ortağı olan Burgbad’ın Üst Yöneticisi (CEO) Stefan Sallandt, 2008’den bu yana Eczacıbaşı Topluluğu bünyesinde faaliyet gösterdiklerini belirterek, Avrupa’nın önde gelen lüks banyo mobilyası üreticilerinden biri olduklarını ifade etti. VitrA’nın seramik ürünleriyle birlikte ürünlerini sunmaktan mutluluk duyduklarını dile getiren Sallandt, şunları söyledi:
“Almanya ve Türkiye arasındaki köklü işbirliğinin, bu ortak inovasyon projesine taşınmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Burgbad’ın yeşil hidrojenle ‘Kapsam 3’ emisyonlarına katkıda bulunacak olması, düşük karbona geçiş hedeflerine ulaşmak için gerekli olan kapsamlı dönüşümde alternatif temiz enerji kaynağının önemli bir rol oynayacağını gösteriyor.”
GIZ Türkiye Enerji ve İklim Değişikliği Projeleri Program Koordinatörü Bülent Cindil ise hidrojenin, kimyasal bir enerji taşıyıcısı ve depolayıcısı olarak, enerji değer zincirinin çevresel etkilerini azaltmada umut vadettiğini belirtti. Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı’nın (IRENA) tahminlerine göre, temiz hidrojen üretiminin yıllık 0,7 milyon tondan 2030’da 20 milyon tona, 2050’de ise 500 milyon tona çıkmasının beklendiğini aktaran Cindil, seramik sektöründe karbon emisyonlarının azaltılmasına katkı sağlayacak bu projenin, yeşil hidrojen talebinin artması ve hidrojen pazarının gelişmesi açısından önemli kazanımlar getireceğine dikkat çekti.
Cindil, “Sürdürülebilir kalkınma için uluslararası işbirliği alanında Alman hükümetini destekliyoruz ve dünya çapında uluslararası eğitim faaliyetleriyle ilgileniyoruz. Çalışmalarımız aracılığıyla insanların ve toplumların kendi eğitimlerini şekillendirmelerine, böylece gelecek ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine yardımcı oluyoruz.” dedi.