ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, 24-25 Ekim tarihleri arasında Nijerya’nın Nijer Eyaleti’nde düzenlenen “1. Nijer Eyaleti Yeşil Ekonomi Zirvesi”ne katıldı.
ATO Başkan Yardımcısı Halil İbrahim Yılmaz, Nijer Eyaleti Valiliği, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Dünya Bankası tarafından 24-25 Ekim tarihleri arasında Nijerya’nın Nijer Eyaleti’nde düzenlenen “1. Nijer Eyaleti Yeşil Ekonomi Zirvesi”ne katıldı.
Zirve’nin “Sürdürülebilir Tarım” başlıklı oturumunda konuşan Yılmaz, konuşmasında T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından Dünya Bankası desteğiyle hayata geçirilen Türkiye İklim Dostu ve Rekabetçi Tarımsal Büyüme Projesi (TUCSAP)’na değinerek, Projenin sürdürülebilir ve rekabetçi tarımsal büyüme için kapasiteyi güçlendirmeyi ve Türkiye’nin hedeflenen bölgelerinde iklim dostu tarımın kullanımını teşvik etmeyi amaçladığını belirtti. Yılmaz, “Ankara Ticaret Odası olarak, Nijerya’daki tüm kurumları, Tarım ve Orman Bakanlığımızın iklim krizine uyum konusunda şimdiye kadar edinmiş olduğu deneyim ve uzmanlıktan faydalanmaya davet ediyoruz” dedi.
İklim Krizi Geleceği Tehdit Ediyor
Yılmaz, iklim krizi ve sürdürülebilirliğin yaşadığımız dünyanın ve insanlığın geleceği açısından en kritik konu olduğunu belirterek, dünyanın dört bir yanında bu nedenlerle yaşanan sorunların sıklaştığını ve tüm insanlığı etkilediğini söyledi. 1960’lı yıllarda 1.4 trilyon dolar düzeyinde olan küresel gayrisafi yurt içi hasılanın günümüzde 100 trilyon dolar seviyesine ulaştığını kaydeden Yılmaz, “Gelecek nesillere, yarınlara daha yaşanabilir bir dünya bırakmaktan söz ederken, geldiğimiz noktada bugünümüz de risk altında. Güç ve başarı ölçütü olarak daha çok kazanmayı, daha çok kazanmak için ne pahasına olursa olsun daha çok üretmeyi, daha çok üretmek için daha çok kaynak tüketmeyi tercih ettiğimiz 20’nci yüzyıl boyunca inanılmaz derecede üretkendik. Ancak bu kazancın bir de kaybı oldu, bu büyük başarıya ulaşırken yaptığımız hatalar sebebiyle iklim krizine yol açtık. Daha çok üretelim derken, dünyayı tükettik” dedi.
Biyoçeşitlilik Kaybı Yaşanıyor
İklim değişikliği nedeniyle ekosistemin bozulduğu ve biyoçeşitlilik kaybı yaşandığına dikkat çeken Yılmaz, “Alman filozof Arthur Schopenhauer, “Her çocuk bir böceğe vurabilir, ancak dünyadaki tüm profesörler böcek yapamaz” sözleriyle geldiğimiz durumu özetliyor. Çocuk bilinciyle çevreyi zarara uğratabilirsiniz ama konunun en uzmanı olsanız da bazı şeyleri geri döndürmek kolay olmayabilir” diye konuştu.
Gordion İle Ahi Şerafeddin Cami Sürdürülebilirliğe Örnek
Yılmaz, konuşmasında Yunus Emre ve Mevlana Celaleddin Rumi’nin sözlerine atıfta bulunarak, Türk kültürünün doğaya, insana, hayata ve tüm canlılara saygılı yaklaşımını aktardı. Ayrıca, geçtiğimiz aylarda Ankara’nın “Gordion Antik Kenti” ve “Ahi Şerafeddin Camii”nin UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edildiğini hatırlatarak, koruma ve sürdürülebilirliğin önemine vurgu yaptı. Yılmaz, “Koruduğunuz, özen gösterdiğiniz ve zamana karşı direnerek gelecek nesillere katkı sağlıyor. Bu koruma sayesinde, tarih sahnesinden günümüze gelerek, günümüz insanına ışık oluyor. Aynı şekilde, bugün koruyabildiğimiz çevremiz, tarım alanlarımız ve su kaynaklarımız, gelecek nesillerin yaşamını sürdürebilmesine olanak tanıyacak” dedi.
Gıda Güvencesi Günden Güne Azalıyor
Tarım arazilerinin ve sulanabilir arazilerin oranının azaldığına dikkat çeken Yılmaz, iklim değişikliğinin etkisinin artmasıyla olağanüstü hava olaylarının tarım alanlarını tahrip ettiğini, verimli toprakların denize sürüklendiğini ve su kaynaklarının da kirlendiğini belirtti. Yılmaz, “Sonuç olarak, ekosistem bozuluyor ve hepimizin hayatı bu yaşam döngüsüne bağlı olduğu için biyoçeşitlilik kaybı yaşanıyor. Gıda güvencesi, yani gıdanın uzun vadede yeterli miktarda ve kalitede temin edilebilirliği, her geçen gün azalıyor” dedi.
Tarımın Sürdürülebilirliği Teknolojiye Erişim İle Mümkün
Tarımda teknoloji kullanımı ve sürdürülebilir tarım uygulamaları hakkında örnekler veren Yılmaz, “Bütün bu tekniklerin uygulanabilmesi için öncelikle üreticilerin söz konusu teknolojilere erişebilmelerinin sağlanması gerekiyor. Bu çerçevede çiftçilere yönelik özel finansman çözümlerinin geliştirilmesi önem kazanıyor. Zira çiftçilerin ihtiyaç duydukları destekleri alamamaları, umut vadeden çözümlerin üretim süreçlerinde kullanılamaması anlamına gelebiliyor. Bu da hepimizin geleceğini tehlikeye atıyor” dedi.
Tarım Ve Gıdayı Korumak, Geleceği Korumak
Ankara Ticaret Odası’nın yeşil ekonomi konusunda yaptığı çalışmalar hakkında da bilgi veren Yılmaz, “Ankara Ticaret Odası olarak Ankara’da, sürdürülebilirliğe olan bağlılığımızı ve küresel çevre sorunlarına çözüm bulma konusunda sarsılmaz kararlılığımızı sergileyen bir etkinlik olan Uluslararası EKO İklim Zirvesi’ne ev sahipliği yapma ayrıcalığına sahip olduk. Yine gıda ve tarım arazilerini korumayı, geleceği korumak olarak görerek, iklim değişikliğinin ve kontrolsüz tüketimin olumsuz etkilerini azaltıp, farkındalığı artırmak için Uluslararası Yeşil Ekonomi ve İklim Değişikliği Çalışma Ofisi kurduk” dedi.