DeFacto, 2008’den bu yana iklim değişikliği, sürdürülebilir kalkınma ve insan hakları gibi önemli küresel sorunları ele almak üzere Birleşmiş Milletler Genel Kurul haftasında düzenlenen Özel Sektör Forumu’na (PSF) katıldı.
DeFacto Online Genel Müdürü Önder Şenol, şirketin PSF’ye katılımının haricinde sürdürülebilirlik adına yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Şenol, DeFacto’nun temel ilke ve değerlerinin ekolojik hassasiyet, dünya ve doğal kaynakların korunması, insan yaşamına katkı sağlama, toplumsal meselelere duyarlılık ve şeffaf bir duruş üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Bu bilinçle 2014 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi‘ne (UN Global Compact) imza attıklarını ve aynı zamanda dünyanın en büyük pamuk sürdürülebilirlik programı olan Better Cotton Initiative (BCI) üyeliğine sahip olduklarını belirtti.
Tüketicilerin karbon ayak izini azaltmalarına yardımcı olacak adımlar attıklarını belirten Şenol, iş süreçlerinin tamamında gezegenin geleceğini gözeterek dikkatli bir şekilde ilerlediklerini vurguladı.
Önder Şenol, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir üretime verdikleri öneme dikkat çekti ve ekledi:
“Üretim ve üretim süreçlerine yönelik AR-GE çalışmalarımızı ‘iklim pozitif’ bir marka olmak ve karbon ayak izimizi sıfırlamak üzere planladık. Pet şişe gibi doğaya zarar veren atıkları geri dönüştürerek elde edilen tişörtler ve susuz üretilen pantolonlar sürdürülebilirlik çalışmalarımızın en önemli örnekleri arasında yer alıyor.”
Ayrıca Şenol, “DeFacto LIFE” kapsamında geri dönüştürülmüş veya sürdürülebilir kaynaklardan elde edilen malzemelerle üretilen, yeşil etiketli ürünleri müşterilerle buluşturduklarını belirtti. Aynı zamanda enerji ve su tasarrufu sağlayan üretim yöntemleri geliştirdiklerini ifade etti.
2024 yılına kadar üretimlerinin yüzde 35’inin sürdürülebilir malzemelerden oluşacağını aktaran Şenol, “Doğadan ilham alarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen sürdürülebilir modellerimizle hammadde, su, enerji ve doğal kaynak tüketimini minimuma indiriyoruz.” şeklinde konuştu.
Türk hazır giyim ve moda sektöründe UN Global Compact’ı imzalayan ilk markalardan biri olduklarını açıklayan Şenol, şirketin bu girişime imza atarak sektördeki farkını ortaya koyduğunu vurguladı.
DeFacto, Sürdürülebilir Bir Marka Olmak İçin Çabalıyor
Türkiye’den PSF’ye davetli tek perakende markası olduklarını belirten Şenol, şunları söyledi:
“Dünyanın en büyük sürdürülebilirlik platformunda yer almak bizim için büyük bir gurur kaynağı. 2030 yılında tamamlanması hedefiyle ortaya koyulan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) doğrultusunda özellikle küresel ve yerel sürdürülebilir kalkınma adına birçok çalışma yürütüyoruz. Bu yıl cinsiyet eşitliği, iklim eylemi, yaşam ücreti, finans-yatırım ve suya dayanıklılık olarak 5 konu özelinde düzenlenen PSF’de yer almamız özellikle bu konularda olan ve Türk hazır giyim ve moda sektörüne öncülük eden çalışmalarımızın karşılığı.”
DeFacto’nun cinsiyet eşitliğinin sağlanması konusundaki çalışmalarını anlatan Şenol, iklim eylemine yönelik de 2030’a kadar hazır giyim koleksiyonunun yüzde 90’ının sürdürülebilir olmasını sağlamak, ham maddelerde yüzde 100 geri dönüştürülmüş polyester ve sürdürülebilir pamuk kullanmak, tedarik zincirinde su etkisini yüzde 25 azaltmak, operasyonlarda kullanılan elektrik enerjisinin yüzde 100’ünü yenilenebilir kaynaklardan elde etmek, sera gazı emisyonlarını azaltmak gibi hedefleri olduğundan bahsetti.
Şenol, şirketin 2050 yılına kadar emisyonlarını sıfırlayarak “net sıfır” ve ilerleyen dönemlerde “iklim pozitif” bir marka olma hedeflerini paylaştı. Aynı zamanda su verimliliği ve atık su yönetimi alanında çevre dostu üretim tekniklerini uyguladıklarını belirtti.
Marka, Çevre Dostu Adımlarla İlerliyor
Bir Türk markası olarak PSF’de dünyanın önde gelen özel sektör temsilcileri, hükümet sözcüleri ve sivil toplum örgütlerinden 100’e yakın katılımcı ile bir araya geldiklerini anlatan Şenol, “DeFacto olarak SKA’yı şirketimize, çalışanlarımıza, üretim tesislerimize, mağazalarımıza ve toplumumuza nasıl yansıttığımızı anlatarak gelecek yıllarda nasıl bir yol izleyeceğimizi ve hedeflerimizi paylaştık.” dedi.
Örnek çalışmalarını BM’de küresel liderlerle paylaşmanın gurur verici olduğunu söyleyen Şenol, şu sözleri aktardı:
“Bu etkinlikte yer almamız Türk hazır giyim ve moda sektörünün uluslararası alanda tanıtılması ve Türk iş dünyasının sürdürülebilirlik konusundaki taahhüdünün vurgulanması için önemli bir fırsat sunuyor. DeFacto olarak etkinliğe katılımımız, Türkiye’nin sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarının yanı sıra uluslararası düzeyde bu alandaki gelişiminin de boyutunu gösteriyor. Ayrıca katılımımız, Türk iş dünyasının küresel arenada görünürlüğünü daha fazla artırarak Türkiye’nin uluslararası ekonomik ilişkilerinin de güçlendirilmesine katkı sağlıyor. 93 ülkede varlığını sürdüren lider bir marka olarak ülkemizi uluslararası arenalarda temsil etmeye devam edeceğiz.”