Bilim insanları, yaşayan hücre gibi işlev gören yapay hücreler üretmeyi başardı. Araştırmacılar, DNA ve proteinleri yönlendirerek bu başarıya ulaştı.
Hücre içindeki proteinler tarafından oluşturulan hücre iskeletinin, hücrenin işlevlerini yerine getirmesi açısından büyük bir önemi bulunuyor. İnsan vücudundaki büyük iskeletten farklı olarak hücre iskeleti, hücrelerin şekillerini korumaları ve çevresel tepkilere esnek bir şekilde yanıt vermeleri için gerekli yapıyı sağlıyor.
Chapel Hill Kuzey Karolina Üniversitesinden araştırmacılar, doğal protein kullanmaksızın esnek bir hücre iskeleti oluşturmayı başardı. Freeman Laboratuvarı, görevini başarıyla tamamlayarak, şekil değiştirebilen ve çevresine tepki verebilen bir iskelet geliştirdi. Bilim insanları bu başarıyı, proteinlerin yapı taşları olan peptitleri yönlendirebilen ve programlanabilen yeni bir peptit-DNA teknolojisi kullanarak ve bu teknolojiyi hücre iskeleti oluşturacak şekilde uyarlanmış genetik materyal ile çalışarak elde etti.
Bu yöntemle DNA’yı programlayan bilim insanları, belirli işlevleri yerine getiren hücreler yaratmanın yanında, bir hücrenin dış stres faktörlerine olan tepkisini ince ayar yapabilme yeteneğine de sahip olduklarını ifade ediyorlar.
“Nature Chemistry” adlı hakemli bilimsel dergide yayımlanan araştırma yazarlarından Ronit Freeman, “DNA normalde hücre iskeletinde bulunmaz.” dedi. Araştırmacılar, peptitleri birbirine bağlayarak mimari bir malzeme işlevi gören DNA dizilerini yeniden programladılar. Bu programlanmış materyal bir su damlasına eklendiğinde yapılar şekil aldı.
Ayrıca araştırmacılar yapay hücrelerin canlı hücrelere göre daha öngörülebilir şekilde davrandığını belirtti. Freeman, “Yapay hücreler 50 santigrat derecede bile kararlıydı. Bu, insan yaşamı için uygun olmayan koşullarda bile olağanüstü yeteneklere sahip hücreler üretme olasılığını gösteriyor.” şeklinde konuştu.
Araştırmacılar, bu yeni çalışmanın rejeneratif tıp ve ilaç uygulamalarında önemli ilerlemeler sağlamasını umuyorlar.