2030 yılına yaklaşırken AB’de ve küresel ölçekte sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesine ilişkin girişimlerin hızlandırılması gerekiyor.
“Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma 2023/24” raporuna göre, Avrupa ülkeleri arasında artan eşitsizlik sorunlarına karşı önlemler alınması gerekiyor.
Son beş yılda, sağlık, güvenlik, iklim ve finans alanlarında yaşanan çeşitli krizler, AB’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’ne ulaşma çabalarını yavaşlatıyor. Özellikle sosyo-ekonomik ve çevresel hedeflerde ilerleme oldukça yavaş seyrediyor. Bu yıl SKA Endeksi’nde Finlandiya birinci sırada yer alsa da, lider konumda bulunan ülkeler bile birçok SKA’yı gerçekleştirmede önemli zorluklarla karşılaşıyor.
Bu yılki rapor, 2030 Ajandası’nda öne çıkan “Kimseyi Geride Bırakmama” ilkesinin zorluklarına da dikkat çekiyor. “Kimseyi Geride Bırakmama” endeksi, ülkeler arasında aşırı yoksulluk, gelir eşitsizliği, cinsiyet eşitsizliği ve hizmetlere erişim gibi dört alandaki eşitsizlikleri ölçüyor. Endeks, 2020’den bu yana kapsadığı 34 Avrupa ülkesinden 32’sinde herhangi bir ilerleme yaşanmadığını veya bazılarında gerileme olduğunu belirterek, özellikle ‘hizmetlere erişim ve kalite’ açısından endişe verici durumların olduğunu aktarıyor.
Rapor, demokrasinin ve kurumların etkili işleyişinin sürdürülebilir kalkınmanın temelinde olduğunu vurgulayarak; AB üyesi devletlerin SKA hedeflerine ulaşabilmesi için eğitimde ve hizmetlere erişimde fırsat eşitliğini sağlaması ve kırılgan grupların korunması gerektiğini belirtiyor.
Avrupa’daki Seçimler SKA Hedeflerinde Belirleyici Olacak
Önümüzdeki on yıl içinde, özellikle Paris İklim Anlaşması olmak üzere SKA ile temel küresel hedeflere ulaşma şansını sürdürmek için tüm paydaşların harekete geçmesi gerekmektedir.
Rapor, 2024 Haziran’ında Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının 2029’a kadar görev yapacak Avrupa Parlamentosu’nun yeni üyelerini seçmek ve bir sonraki Avrupa Komisyonu’nun oluşumuna giden yolu belirlemek üzere sandık başına gideceğine dikkat çekiyor. Bu seçimler aynı zamanda AB’nin geleceği ve küresel rolü için hayati öneme sahip. Çünkü yeni AB liderleri, 2028-2035 dönemini kapsayan bir sonraki yedi yıllık AB bütçesini belirleyecek ve 2030’dan sonraki SKA’ları sürdürmek için sonraki küresel sürdürülebilir kalkınma gündemini müzakere edecekler. Gelişmiş ve çok kutuplu bir dünyada, AB’nin ulusal ve uluslararası alanda SKA’ların uygulanmasını hızlandırmak için daha iddialı, bütünleşik ve tutarlı bir yaklaşım benimsemesi gerekmektedir.
Avrupa Sürdürülebilir Kalkınma Raporu 2023/24, AB’nin sürdürülebilir kalkınmayı hızlandırmasını ve AB’nin mevcut sosyal, çevresel, teknolojik ve finansal zorluklarına güçlü ve bütünleşik bir yanıt vermesini destekleyecek on öncelikli eylemi sıralamaktadır.
Avrupa vatandaşlarının yoksulluk ve sosyal izolasyon riskine karşı önlem alınması,
AB’nin 2050 net sıfır emisyon hedefinde ilerlemenin hızlanması için 2030’a kadar çabaların artırılması,
Bölgeler ve yerel otoritelerin SKA’ları gerçekleştirmede güçlendirilmesi, tüm düzeylerde SKA ilerlemesinin düzenli olarak izlenmesi ve raporlanması,
Sürdürülebilir bir ticaret sistemine dönüşümün desteklenmesi,
SKA’ya ulaşılmasında ve eşitsizliğin giderilmesinde ortak ülkeleri destekleyen bir platform olan Team Europe’un kullanılması ve uluslararası iş birliklerinin güçlendirilmesi,
Küresel finans mimarisini reform etme çabalarını geliştirerek Avrupa’nın çok taraflı rolünün artırılması,
AB’nin uluslararası ortaklıklarının SKA’lar üzerinde odaklanılması ve karşılıklı dönüşüme doğru hareket etmeye yönlendirilmesi,
Sürdürülebilir bir geleceğe doğru dönüşümler için finansal kaynakların harekete geçirilmesi,
SKA’ların stratejik planlama, makroekonomik koordinasyon, bütçe süreçleri, araştırma ve inovasyon görevleri ve diğer politika araçlarına entegre edilmesi
Yapılandırılmış bir şekilde sivil toplumla, gençlerle ve Avrupa Parlamentosu içinde SKA politikaları üzerine iş birliği yapmak için yeni kalıcı mekanizmaların oluşturulması.
Raporda sunulan eylemler, sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin hızlandırılması ve gelecek için güçlü bir temel oluşturulması hedefiyle AB’nin geleceğine dair bir vizyon sunuyor.