ABD ve Almanya’dan Ortak Girişim

ABD merkezli US Sperra, Güney Kaliforniya açıklarında konumlandırılmak üzere 10 metre çapında, 500 kW/600 kWh kapasiteli bir deniz altı enerji depolama ünitesi tasarlamayı planlıyor. ABD Enerji Bakanlığı (DOE) tarafından sağlanan 4 milyon dolarlık hibe ile desteklenen proje, pompalı depolamalı hidroelektrik teknolojilerinde yeniliklerin test edilmesini hedefliyor. Bu proje ile, yenilenebilir enerji kaynaklarının daha verimli bir şekilde kullanılmasına yönelik önemli bir adım atılması amaçlanıyor.

Almanya’dan Destek

ABD’nin bu projesine Almanya’dan da destek geliyor. Almanya Ekonomi ve İklim Eylem Bakanlığı (BMWK), Fraunhofer IEE ve PLEUGER Industries tarafından yürütülen ve pompa ve türbin geliştirmeyi amaçlayan paralel bir projeye 3,7 milyon dolarlık kaynak ayırdı. Almanya ve ABD arasındaki bu iş birliği sayesinde, düşük maliyetli deniz altı enerji depolama teknolojileri geliştirilerek, elektrik şebekelerinin karbon ayak izinin azaltılması hedefleniyor.

Deniz Altı Pompalı Depolama Hidroelektrik Sistemi

US Sperra tarafından geliştirilen deniz altı pompalı depolama hidroelektrik (SPSH) sistemi, enerjiyi deniz tabanında depolayarak geleneksel kara tabanlı sistemlerin karşılaştığı birçok sorunu ortadan kaldırmayı hedefliyor. Bu sistem, hem pil üretiminde kullanılan kritik malzemelere olan bağımlılığı azaltıyor hem de beton gibi yerel malzemelerle ekonomik bir çözüm sunuyor. ABD’nin açık denizlerdeki 75 TWh’lik kullanılmayan enerji potansiyeli, bu yeniliğin büyük ölçekte uygulanabilmesi için cazip bir fırsat oluşturuyor.

Projede WSP ABD, Purdue Üniversitesi ve Ulusal Yenilenebilir Enerji Laboratuvarı (NREL) gibi önemli kuruluşlar yer alıyor. Ayrıca projeye destek veren çok çeşitli paydaşlardan oluşan bir danışma kurulu, projenin farklı alanlarda gelişimini destekliyor.

Çevresel Etkiler ve Sürdürülebilirlik

Fraunhofer IEE Kıdemli Proje Yöneticisi Dr. Bernhard Ernst, deniz altı pompalı depolama santrallerinin kara projelerine kıyasla çevresel sınırlamaların daha az olduğu deniz tabanında geniş bir kabul göreceğini belirtiyor. Bu yeni teknoloji, çevresel etkiyi minimuma indirirken aynı zamanda enerjinin sürdürülebilir ve ekonomik olarak depolanmasına katkı sağlıyor.