Trump’ın yeni gümrük vergileri, Türk hazır giyim sektörüne avantaj sağladı. TGSD, 5 milyar dolarlık ihracat ve 145 bin kişilik istihdam hedefi koydu.
Son iki yılda küçülme eğiliminde olan Türk hazır giyim sektörü, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı yeni gümrük tarifeleriyle beklenmedik bir fırsat kapısı araladı. Uzak Doğu ve Güney Asya’daki 14 ülkeye ortalama %37,7 oranında vergi getirilirken, Türkiye’ye yalnızca %10 vergi uygulanması sektörü yeniden rekabetçi hale getirebilir.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Toygar Narbay’a göre, doğru kamu politikaları ve desteklerle bu gelişme, sektör için oyun değiştirici olabilir: “Maliyet avantajı sağlayacak teşviklerle, mevcut yatırımlar üzerinden 5 milyar dolarlık ilave ihracat ve 145 bin kişilik yeni istihdam yaratabiliriz”
Trump yönetiminin yeni vergileriyle ABD’nin Uzak Doğu ve Güney Asya’dan yaptığı ithalatı azaltmak istediğini belirten Narbay, bu durumun Türkiye gibi alternatif üretim merkezleri için önemli bir avantaj olduğunu vurguladı. ABD’nin yıllık 57 milyar dolarlık hazır giyim ithalatının %72’si söz konusu 14 ülkeden geliyor. Bu ülkelerin yüksek vergiyle karşılaşması, Türkiye’ye yönelen talebi artırabilir.
Narbay, Türkiye’nin bu rekabet ortamında öne çıkabileceğine dikkat çekiyor: “Hazır giyim ve tekstil sektörlerinde dünyanın ikinci büyük entegre yapısına ve dördüncü büyük üretim gücüne sahibiz. Tasarım, inovasyon ve üretim kabiliyetimiz güçlü. Şimdi kamu desteğiyle bu potansiyeli avantaja çevirebiliriz”
“AB Pazarı da Türkiye’ye Kayabilir”
Yeni tarifelerin yalnızca ABD ile sınırlı kalmayabileceğine işaret eden Narbay, Çin-Tayvan hattında artan gerginliğin ve güvenlik endişelerinin Avrupalı markaları da Türkiye’ye daha fazla yönlendireceğini belirtiyor. Üstelik, AB’den ABD’ye yapılan ihracata uygulanan %20’lik vergi artışı, markaların tedarikte alternatif arayışlarını hızlandırabilir. Bu noktada Türkiye hem jeopolitik konumu hem de üretim altyapısıyla öne çıkıyor.
Narbay’a göre, son iki yılda Türkiye’de maliyetler dolar bazında %27 arttı. Bu artış, Türk üreticileri Uzak Doğulu rakiplerine göre %60, Kuzey Afrikalılara göre %45 daha pahalı hale getirdi. Ancak ABD’nin yeni tarifeleriyle bu fark %28’e kadar kapanabilir.
TGSD’nin daha önce kamuya sunduğu 10 maddelik destek talebi, sektöre nefes aldırabilir. Enflasyon, işçilik ve finansman maliyetleri hızla artarken, kurun aynı oranda yükselmemesi sektörün gelir gider dengesini bozmuş durumda. Narbay bu noktada, katma değeri yüksek üretimin desteklenmesini ve özellikle KOBİ’lerin daha kapsayıcı bir teşvik sistemine dâhil edilmesini öneriyor.
Kur dönüşüm desteği gibi mevcut teşvik mekanizmalarının ithalatçıları daha çok koruduğunu belirten Narbay, katma değerin %70-80’ini Türkiye’de bırakan hazır giyim sektörünün daha fazla desteklenmesi gerektiğini savunuyor. “Net ihracata %10 kur desteği, Eximbank kredilerinin artırılması ve KGF desteklerinin yaygınlaştırılması” gibi adımların atılması gerektiğini söylüyor.
“Uzak Doğu’dan Fiyat Kırma Atağı Gelebilir, Türkiye Hızlı Davranmalı”
Narbay’a göre, Uzak Doğu ülkeleri boşalan üretim kapasitelerini korumak için teşviklerle fiyat kırma yoluna gidebilir. Bu yüzden Türkiye’nin gecikmeden proaktif adımlar atması gerekiyor. Özellikle Çin-Tayvan hattındaki gerginliklerin büyümesiyle birlikte, küresel tedarik zincirinde pandemi benzeri kırılmaların yaşanması ihtimal dışı değil.
Narbay, “Bu fırsat kaçarsa, aynı avantajı bir daha yakalamamız zor olabilir” diyerek çağrısını netleştiriyor.