Küresel Rekabette Sürdürülebilirlik Rüzgarı

İklim değişikliğiyle mücadele sürecinde yenilenebilir enerji yatırımlarının artmasıyla birlikte, ülkeler yeşil ekonomiye geçiş için yeni stratejiler geliştirmeye odaklanıyor.

Küresel iklim değişikliği ve çevresel sorunlar, dünya genelinde politika yapıcıları, bilim insanlarını ve şirketleri harekete geçiriyor. Yenilenebilir enerji yatırımları hız kazanırken, ülkeler karbon emisyonlarını azaltmak ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler oluşturmaktadır.

Çin: Temiz Enerji Sektöründe Rekor

Çin, 2024 yılı itibarıyla temiz enerji satışları ve yatırımlarından elde ettiği gelirle yeni bir rekora imza attı. Ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (GSYİH) yüzde 10’unu oluşturan bu sektör, toplamda 1,9 trilyon dolarlık bir değere ulaştı. Elektrikli araçlar ve bataryalar, bu büyümenin önemli itici güçleri arasında yer alırken, güneş enerjisi gibi diğer yenilenebilir kaynaklar da büyümeye katkı sağladı.

Carbon Brief’in verilerine göre, elektrikli araçlar ve bataryalar, Çin’in temiz enerji ekonomisine yüzde 39 oranında katkıda bulundu. Uzmanlar, bu stratejinin arkasında, ülkenin petrol ithalatına olan bağımlılığını azaltma ve enerji güvenliğini artırma hedeflerinin yattığını belirtiyor. Ayrıca, petrol ithalatını minimize etme ve ödeme dengesi üzerindeki yükü hafifletme motivasyonları da önemli bir rol oynamaktadır.

Çin, temiz enerji alanındaki hızlı büyümesiyle dünya çapında önemli bir liderlik konumunu sürdürmeye devam ederken, gelecekte yapacağı yatırımlarla sektördeki etkisini daha da artırması bekleniyor.

Brezilya: Net Sıfır Hedefi İçin Yatırım İhtiyacı

BloombergNEF (BNEF) tarafından yayımlanan “Yeni Enerji Görünümü: Brezilya” raporuna göre, Brezilya’nın 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşması için 6 trilyon dolarlık enerji yatırımı yapması gerekecek. Bu hedefe ulaşabilmek için elektrifikasyon, karbon yakalama, hidrojen, biyoenerji ve temiz enerji gibi çeşitli teknolojilere yönelmesi gerekiyor.

Rapor, enerji, ulaşım, sanayi ve inşaat sektörlerinde Brezilya’nın karbon azaltma stratejisini detaylandırıyor. Ülkenin enerji kaynaklı emisyonları, toplam emisyonlarının yarısını oluştururken; kalan emisyonlar tarım, arazi kullanımı değişikliği ve ormancılıktan kaynaklanıyor. Ulaşım sektörü, Brezilya’nın emisyonlarının yüzde 53’ünü oluştururken, sanayi yüzde 25, enerji ve elektrik yüzde 11, binalar ise yüzde 6 oranında paya sahip.

Raporda, Brezilya’nın net sıfır hedefinde elektrifikasyonun en büyük rolü oynayacağı vurgulanıyor. 2040’tan itibaren elektrifikasyon, ulaşım, sanayi ve binaların karbonsuzlaştırılmasında en kritik faktör haline gelecek. Elektrifikasyon, 2050 yılına kadar karbon azaltımının yüzde 55’ini sağlayarak emisyonları önemli ölçüde düşürecek.

Karbon yakalama ve depolama, hidrojen ve biyoenerji gibi teknolojiler de emisyonların yüzde 27’sinin azaltılmasında etkili olacak. Özellikle hidrojen, ulaşımda büyük bir rol üstlenecek; 2050 yılında deniz taşımacılığı ve havacılık için hidrojen talebinin 2,3 milyon metrik tona ulaşması öngörülüyor.

Norveç: Elektrikli Araç Dönüşümü

Norveç, tamamen elektrikli otomobil pazarına sahip olma yolunda ilerliyor. Ülke, büyük petrol ve doğal gaz rezervlerine sahip olmasına rağmen, sürdürülebilir ulaşımda uzun yıllardır küresel lider konumunda bulunuyor. 2010 yılında yeni otomobil satışlarının yüzde 1’inden azını elektrikli araçlar oluştururken, bu oran geçtiğimiz yıl yüzde 88,9’a yükseldi. 2025 itibarıyla yalnızca sıfır emisyonlu özel otomobillerin satılması hedefleniyor.

Norveç Ulaştırma Bakanı Yardımcısı Cecilie Knibe Kroglund, elektrikli araçların yaygınlaşmasını sağlamak için uygulanan uzun vadeli ve istikrarlı teşviklerin bu başarıda önemli bir rol oynadığını belirtti. Ülkede içten yanmalı motorlu araçları yasaklamak yerine, elektrikli otomobillerin cazibesini artıran çeşitli teşvikler uygulanıyor.

Norveç, elektrikli araç dönüşümünde dünya genelinde öncü olsa da, diğer ülkelerde bu süreç daha yavaş ilerliyor. 2024 yılında ABD’de elektrikli araç satışları yüzde 8,1 seviyesine ulaşırken, Birleşik Krallık’ta bu oran yüzde 20’ye yaklaştı. Avrupa’nın en büyük ekonomisi Almanya’da ise 2023 sonunda elektrikli araçlara yönelik devlet sübvansiyonlarının kesilmesi nedeniyle satışlarda düşüş yaşandı.

Uzmanlar, Norveç’in başarısının arkasında ekonomik refah, ucuz elektrik enerjisi ve etkili teşvik sisteminin büyük bir paya sahip olduğunu vurguluyor.

ABD’de Yeni Yasa Teklifi

ABD Senatörü Bill Hagerty, ABD şirketlerini Avrupa Birliği’nin (AB) Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi’nden (CSDDD) korumayı amaçlayan “PROTECT USA” adlı yeni bir yasa teklifi sundu.

AB’nin CSDDD düzenlemesi, şirketlere tedarik zincirlerinde, dağıtım ve geri dönüşüm faaliyetlerinde çocuk işçiliği, çevre kirliliği, emisyonlar, ormansızlaşma ve ekosisteme zarar verme gibi olumsuz etkileri tespit etme, değerlendirme, engelleme, azaltma, ele alma ve düzeltme yükümlülüğü getiriyor.

Hagerty’nin sunduğu yasa teklifi, tarım, madencilik, enerji, kereste ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren şirketlerin, CSDDD veya diğer yabancı sürdürülebilirlik denetimlerine uymamalarını öngörüyor. Ayrıca, yabancı mahkemelerin bu düzenlemelere ilişkin vereceği kararların ABD’de geçerli olmaması ve bu düzenlemelere dayalı olumsuz eylemlerin engellenmesi öneriliyor.

Senatör Hagerty, yaptığı açıklamada, “Amerikan şirketleri, yabancı ülkelerdeki sorumsuz yasa yapıcılar tarafından değil, ABD yasalarıyla yönetilmelidir. Avrupa Birliği’nin ideolojik olarak motive edilmiş düzenleyici müdahaleleri, ABD egemenliğine bir hakarettir. Bunu engellemek için her türlü aracı kullanacağım” dedi.

Yasa teklifinin tanıtımı, Senato Bankacılık Komitesi Başkanı’nın şubat ayında Trump yönetimi yetkililerine yazdığı bir mektubun ardından geldi. Mektupta, AB’nin CSDDD düzenlemesinin ABD şirketleri üzerindeki potansiyel etkileri konusunda endişeler dile getirilmiş ve yönetimden Avrupa’daki muhataplarıyla doğrudan karşı çıkılması ve düzenlemenin uygulanmasının durdurulması için baskı yapılması istenmişti.