Plazma Roketiyle Uzay Yolculuğunda Devrim Yapılıyor

Ad Astra, yüksek hızlı uzay yolculukları için geliştirdiği VASIMR roket sistemi için enerji sorununu çözmek amacıyla SpaceNukes ile ortaklık kurdu.

Bilim insanları, nükleer elektrikli tahrik sistemini Güneş Sistemi keşiflerini dönüştürebilecek bir teknoloji olarak görüyor. Şimdi, bu teknolojinin kritik bileşenlerinde ilerleme kaydeden iki şirket, güçlerini birleştirerek vizyonu gerçeğe dönüştürmek için önemli bir adım atıyor.

Ad Astra Rocket Company, Değişken Özgül İtkili Manyetoplazma Roketi (VASIMR) üzerinde uzun süredir çalışmalarını sürdürüyor. Ancak, bu tür elektrikli tahrik sistemleri yüksek enerji talep ettiğinden, şirket, bu sorunu çözmek amacıyla sistemi bir nükleer reaktörle geliştirmeyi planlıyor. Ad Astra, uzay görevlerinde kullanılacak 1 kW gücünde nükleer reaktör Kilopower’ı geliştiren SpaceNukes ile stratejik bir ortaklık kurdu.

Ad Astra’nın 20 yılı aşkın süredir geliştirdiği VASIMR, elektrikli bir itki sistemi olarak dikkat çekiyor. Plazmayı manyetik alanlarla hızlandırarak itme gücü üreten bu sistem büyük enerji gereksinimlerine sahip.

Elektrikli itki sistemleri genellikle güneş panelleri veya radyoizotop termoelektrik jeneratörler ile enerji sağlıyor. Ancak, VASIMR gibi yüksek enerji gereksinimi olan sistemler için bu kaynaklar yetersiz kalıyor. VASIMR’de maksimum itki ve verimliliğe ulaşmak için 100 kilowatt üzeri elektrik gücü gerekiyor.

İşte bu noktada SpaceNukes şu anda ABD Uzay Kuvvetleri’nin JETSON projesi kapsamında 12 kW gücünde bir model üzerinde çalışıyor. Uzun vadede, bu reaktörlerin 100 kW veya daha yüksek güç seviyelerine ulaşması hedefleniyor. Bu, VASIMR’in potansiyelini tam anlamıyla açığa çıkaracak bir seviyeyi temsil ediyor. Ortaklık çerçevesinde, iki firma SpaceNukes’un nükleer teknolojisini Ad Astra’nın tahrik sistemiyle entegre etmek için iş birliği yapacak.

VASIMR ve Kilopower’ın birleşimi, uzay araştırmalarında devrim yaratabilir. Bu teknoloji, Mars’a yapılacak görevlerin süresini bir yıldan birkaç aya indirebilir ve dış Güneş Sistemi’ne daha fazla görev yapılmasını sağlayabilir. Ad Astra ve SpaceNukes, teknolojilerini ticari kullanıma sunma konusunda net bir zaman çizelgesi paylaşmasa da, 2020’lerin sonlarında bir yörünge testi yapmayı ve 2030’larda ticarileştirmeyi hedefliyor.