Kaliforniya Hava Kaynakları Kurulu (CARB), taşımacılık sektöründe karbon emisyonlarını azaltmak amacıyla 2011’den beri yürürlükte olan Düşük Karbon Yakıt Standardı’nı (LCFS) güçlendirme yönünde oy kullandı. 14 üyeli kurul, 12’ye karşı 2 oyla, yeni düzenlemeleri kabul etti. Yeni düzenleme ile 2030 yılına kadar ulaşılması gereken karbon yoğunluğu azaltma hedefi %20’den %30’a yükseltildi ve 2045 yılına kadar %90 azaltım hedefi eklendi.
Taşımacılık sektörü, Kaliforniya’nın sera gazı emisyonlarının %50’sini oluşturuyor. Bu nedenle, karbon azaltma hedeflerine ulaşmak için taşımacılık yakıtlarının karbon yoğunluğunu düşürmek kritik bir adım olarak görülüyor. Demokratik liderliğindeki Kaliforniya, karbon azaltma çabalarını sürdürüyor ve federal hükümetin değişen politikalarına karşı iklim liderliğini koruma hedefinde kararlı.
Devlet senatörü ve oy kullanma hakkı olmayan kurul üyesi Henry Stern, karar öncesi yaptığı açıklamada, “Dünya, Kaliforniya’nın iklim liderliğini sürdürüp sürdüremeyeceğini izliyor,” dedi.
Bioyakıt Üreticileri ve Çevreciler Arasında Görüş Ayrılığı
Düşük karbonlu yakıt üreticileri ve bazı çevre grupları yeni düzenlemeyi desteklerken, petrol şirketleri ve bazı tüketici hakları savunucuları, değişikliğin Kaliforniya’daki benzin fiyatlarını artıracağını öne sürüyor. Çevreci gruplar ise bu politikanın fosil yakıt üretimini uzatacağını, ayrıca gıda ürünlerinden ve büyük ölçekli süt çiftliklerinden üretilen yakıtları teşvik ederek elektrikli araç geçişine engel olabileceğini savunuyor.
Kaliforniya Hava Kaynakları Kurulu’nun yayımladığı bir analiz, düzenlemenin 2024-2030 yılları arasında benzin fiyatlarını ortalama olarak galon başına 37 sent artırabileceğini öngörse de kurula göre gelecekteki yakıt fiyatlarını tahmin etmek zor.
Kararın Getireceği Değişiklikler
Yeni düzenlemeyle LCFS, karbon yoğunluğu daha düşük olan yakıtların üretimini teşvik edecek. Yakıt üreticileri, ürünleri belirlenen karbon yoğunluğu sınırını aştığında ticarete konu olan krediler almak zorunda kalacak. Düşük karbonlu yakıt üretenler ise bu kredileri satarak gelir elde edebilecek. Bu sistem sayesinde yenilenebilir dizel ve biyogaz üretiminde artış beklenirken, kredi fiyatlarının da yeniden yükselmesi öngörülüyor.