Rystad Energy‘nin son raporuna göre, açık deniz rüzgâr sektörü, son yıllarda yaşanan zorluklara rağmen istikrarlı bir büyüme kaydediyor. Özellikle Çin hariç, küresel açık deniz rüzgâr kapasitesinin 2040 yılına kadar 520 GW’ı aşması bekleniyor.
Bu büyümenin temelinde, gecikmeli izin süreçleri, ertelenen ihaleler ve tedarik zinciri sıkıntılarına rağmen sektördeki yenilikçi çözümler ve artan yatırımlar yatıyor.
Avrupa, Yüzen Rüzgâr Teknolojisinde Liderliği Üstlenecek
Avrupa, yüzen rüzgâr teknolojisinin gelişiminde önemli bir rol oynayacak. Rapora göre, kıta 2040 yılına kadar küresel yüzen rüzgâr kapasitesinin yüzde 70’inden fazlasını oluşturacak. Birleşik Krallık, Fransa ve Portekiz, bu gelişmenin ön saflarında yer alacak ülkeler arasında olacak. Ayrıca, Avrupa’nın 2040’a kadar 90 GW’a yakın yüzen rüzgâr kapasitesine ulaşması bekleniyor.
Asya ve Amerika’nın Rüzgâr Enerjisi Potansiyeli
Asya, özellikle Çin hariç bölgelerde, yüzen rüzgâr teknolojisinin yayılmasında kritik bir rol oynayacak. Bölgenin 2040 yılına kadar küresel yüzen rüzgâr kapasitesinin yüzde 20’sini oluşturması bekleniyor. Amerika kıtasında ise, özellikle ABD ve Latin Amerika ülkeleri, 2025-2030 yılları arasında açık deniz rüzgâr kapasitesinde önemli bir artış yaşayacak.
Tedarik Zinciri Kısıtlamaları
Rystad Energy’nin raporunda, yüzen rüzgâr sektörünün dip sabit segmentine benzer tedarik zinciri kısıtlamalarıyla karşı karşıya olduğu belirtiliyor. Bu kısıtlamalar, kısa vadede yüzen rüzgâr teknolojisinin gelişimini yavaşlatabilir. Ancak, artan hükümet desteği ve doğru lojistik çözümler, bu engellerin üstesinden gelmekte hayati bir rol oynayacak.
Yatırımcı Güveni
Rystad Energy Kıdemli Açık Deniz Rüzgâr Analisti Petra Manuel, “Küresel açık deniz rüzgâr sektörü, artan yatırım ve açık artırma faaliyetleriyle desteklenen sağlam bir büyüme yaşıyor. Ancak tedarik zinciri darboğazları, sektörün daha fazla genişlemesi için önemli zorluklar sunuyor. İddialı hedefler yatırımcı güvenini artırırken, açık deniz rüzgârının enerji dönüşümünde başarılı bir şekilde önemli bir rol üstlenebilmesini sağlamak için lojistik sorunları ele almak hayati önem taşıyor” açıklamasında bulunuyor.