Elektrik ve ısı enerjisinin bir arada üretildiği kojenerasyon sistemi, sera gazı emisyonlarını %40 oranında azaltarak enerji tasarrufu sağlıyor.
Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, her 1.000 megavatlık kojenerasyon kurulu gücünün klasik enerji üretim sistemlerine kıyasla yılda 500 milyon metreküp doğal gaz tasarrufu sağladığını ifade etti.
Elektrik ve ısı enerjisinin bir arada üretildiği kojenerasyon sistemleri, sera gazı emisyonlarını %40 oranında azaltmanın yanı sıra iletim ve dağıtım hatlarındaki toplam %10’u aşan kayıpları da engelleyerek, enerjinin giderek artan önemi içinde önemli bir role sahip olmakta. Bu sistemler aynı zamanda maliyetlerde ciddi tasarruf sağlayarak öne çıkıyor.
İhracat Devleri Bu Sistemi Kullanıyor
Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ülkemizde geçen yıl sonunda 5 bin 626 megavatlık kurulu güce sahip kojenerasyon sistemlerinin olduğunu ifade etti. Aydın, her 1.000 megavatlık kojenerasyon kurulu gücünün klasik enerji üretim sistemlerine kıyasla yılda 500 milyon metreküp doğal gaz tasarrufu sağladığını belirterek, Türkiye’nin ihracat devi sanayi kuruluşlarının bu sistem sayesinde verimliliklerini artırdığını dile getirdi.
Aydın, sanayi, sağlık, hizmet sektörleri ve toplu bölgesel ısıtma sistemlerinde buhar ve elektriğin bir arada üretildiği kojenerasyon sistemlerinin verimlilik oranının yüzde 90’a kadar çıkabildiğini anlattı. Ayrıca, ısı-buhar ihtiyacının yüksek olduğu kâğıt, petrokimya, demir-çelik, cam-seramik gibi sektörlerde yanı sıra alışveriş merkezleri, hastaneler ve kampüsler gibi yerlerde enerji tasarrufunun en etkili yolunun kojenerasyon sistemleri olduğunu belirtti.
Kısa Vadede Geri Dönüş Sağlanıyor
Kojenerasyon teknolojisinin, yoğun ısı-buhar gerektiren imalat proseslerinde en yüksek verimliliği ve hızlı geri dönüşü sağladığını dile getiren Aydın, sürekli olarak 24 saat çalışan tesislerde yatırımın geri dönüş süresinin 3 yıldan daha kısa olabileceğini ve bu sürenin yakıt ve elektrik fiyatlarının önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Aydın, “Ülkemizin ihracat lideri sanayi kuruluşları, kojenerasyon sistemleri sayesinde verimliliklerini artırarak rekabetçiliklerini iyileştirmekte ve Türkiye’nin enerji ihtiyacının yaklaşık %60’ını karşılayan enerji üretimini sağlamaktadır. Önde gelen sanayi kuruluşları, kojenerasyon ile daha düşük maliyetli ve çevre dostu üretim yaparak rekabet avantajı elde etmekte ve ülkemizin ilerlemesine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır” şeklinde konuştu.
Tek Çözüm Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Türkiye Kojenerasyon Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Aydın, ülkemizde kojenerasyon sistemlerinin imalatında global ölçekte başarılı hizmet sunan firmaların bulunduğunu ifade etti. Aydın, motor veya türbin dışındaki ana ve yardımcı ekipmanların, yani kazan, soğutma sistemleri, jeneratör, ısı dönüştürücüleri, yazılım gibi uygulamaların yerli sanayi kuruluşları tarafından üretildiğini belirtti.
Özellikle küresel iklim krizi bağlamında en büyük sera gazı salımının enerji üretimine yol açtığını hatırlatan Aydın, “Yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişin tek çözüm olduğu düşünülüyor, ancak bu geçiş aşamasında fosil kaynaklardan en üst düzeyde faydalanmak ve fosil yakıtlar ile yenilenebilir kaynakları bir araya getiren hibrit uygulamalarıyla ilerlemek, mevcut aşamada büyük bir avantaj sağlayacaktır” dedi.
Çevre Dostu Teknoloji
Yavuz Aydın, kojenerasyon teknolojisinin uzun süredir çevre dostu bir yaklaşım olarak kabul edilmesinin, yüksek verimliliği sayesinde istenilen enerjiyi daha az yakıt kullanarak üretebilmesini kanıtladığını vurguladı.
Aydın şunları belirtti: “Kojenerasyon sistemleri, yenilenebilir yakıtlarla kullanılabildiği gibi güneş enerjisi sistemleriyle de hibrit şekilde entegre edilerek buhar ihtiyacını karşılayabilir. Küresel iklim krizine karşı etkili bir önlem olarak, tüm ısı gereksinimi olan sektörler için kojenerasyon teknolojisi ilk tercih olmalıdır.”
Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın sera gazı emisyonlarını azaltma hedefine ulaşmasında temel araçlardan birinin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması olduğunu söyleyen Aydın, Ekim 2023 itibariyle demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen gibi sektörlerin bu mekanizma kapsamına alınacağını ve bu sektörlerin ürünlerinin sera gazı emisyonlarını sınırlamak amacıyla karbon fiyatlandırmasına tabi tutulacağını ifade etti.