Geçtiğimiz ay ihracatta 3,3 milyar dolarlık tarihi bir rekor kıran otomotiv sektörü, Sürdürülebilirlik Eylem Planı‘nı duyurdu.
Yaklaşık 8 bin ihracatçıyı hedefleyen eylem planı, sektördeki farkındalığı artırmayı, mevcut durumu tespit etmeyi, yeşil dönüşüme finansal erişimi ve iş birliklerini içeren altı ana hedefi kapsıyor. Bu plan, otomotiv sektöründeki faaliyetlerde sürdürülebilirliği artırmayı amaçlıyor.
TİM Başkanı Mustafa Gültepe, sürdürülebilirliğin artık bir tercih değil, zorunluluk olduğunu ifade ederek bu anlamdan şirketlerin, sektörlerin ve birliklerin çok daha hızlı hareket etmesi gerektiğini söyledi. Avrupa Birliği’nin (AB), Yeşil Mutabakat’a uyum konusundaki adımlarını giderek hızlandırdığını ifade eden Gültepe, “AB, açıkladıkları Yeşil Sanayi Planı ile sanayide yeşil dönüşümün liderliğini üstlenmeye hazırlanıyor. Sıfır karbon hedefi ve sanayide yeşil dönüşümle birlikte yakın gelecekte ekonomik düzen yeniden şekillenecek. Enerji sistemleri dönüştürülecek. Çığır açan yeşil teknolojiler devreye girecek. Bu teknolojilere sahip olanlar rekabette bir adım daha önde olacak.” dedi.
AB’nin Türkiye için alternatifi olmayan büyük bir pazar konumunda olduğunu vurgulayan Gültepe, sözlerine şunları ekledi:
“Üyesi olmasak da ortaya koydukları hedeflere, dönüşüme seyirci kalma şansımız yok. Küresel rekabette gücümüzü koruyabilmemiz, Türkiye’yi ihracatta ilk 10 ülke arasında çıkarabilmemiz için yeşil dönüşüm çok kritik bir önem taşıyor. TİM olarak bu konuda sektörlerimize liderlik ve rehberlik yapıyoruz. Haziran 2021’de Sürdürülebilirlik Eylem Planı’mızı kamuoyu ile paylaştık. Ardından tekstil, tarım, hayvancılık, hazır giyim ve geçen ay da makine sektörleri eylem planlarını açıkladılar.”
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik de OSEP’in; otomotiv sektöründe faaliyet gösteren yaklaşık 8 bin ihracatçıya rehberlik edeceğini, endüstriye yol göstereceğini ve gelecek hedeflerine katkı sunacak bir belge niteliği taşıdığını aktardı. Çelik, “OSEP, 6 başlık halindeki hedeflerden oluşuyor: Bunlar; farkındalık, mevcut durum tespiti, yeşil dönüşüm için finansa erişim ve iş birlikleri, çevresel etkilerin azaltılması ve döngüsel ekonomiye geçiş, çevreci araçlar için yeni teknolojilere geçiş ve sosyal sürdürülebilirlik. Tüm başlıklarda hedeflerimizin tamamlanmasının 5 yıl süreceğini öngörüyoruz. Devletimiz, sektör paydaşlarımız ve ihracatçı firmalarımızın oluşturacağı sinerji ile yeşil dönüşümün başarıyla gerçekleştirileceğine, Türkiye’nin orta vadede karbon nötr araçlar için önemli bir üretim merkezi ve cazip bir pazar konumuna geleceğine inanıyoruz.” dedi.
Baran Çelik, Türkiye otomotiv endüstrisinin yaklaşık yüzde 77 payı ile en büyük pazarı olan Avrupa ülkelerinin sürdürülebilir gelecek sağlayan bir mobilite çerçevesi geliştirmeye öncülük ettiğine dikkat çekti. Sözlerini şu şekilde sürdürdü: “AB, Avrupa Yeşil Mutabakatı ile sürdürülebilirlik konusundaki sınırlarını belirledi. Türkiye otomotiv sektörünün ise rekabette ayakta kalabilmek için bu dönüşümün güçlü bir parçası olması gerekiyor. En büyük pazarımız olan Avrupa’yı kaybetmemek ve rekabet gücümüzü korumak için yeni teknolojilere ve elektrikli araçlara yatırım yapmalıyız.”