Türkiye’nin jeopolitik konumundan dolayı tarım ticaretinde merkez ülke olduğunu ifade eden TOBB Ticaret Borsaları Konsey Başkanı ve Konya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Çevik, tarımsal üretim, lisanslı depoculuk ve tahıl ticaretine ilişkin Dünya’ya özel açıklamalarda bulundu.
Gıda güvenliğini amaçlayan, verimliliği yüksek, uluslararası rekabette güçlü sürdürülebilir bir tarım sektörü, Türkiye’yi tarımsal üretim ve ticaretinde bölgesinde merkez ülke haline getirecek, gıda üretimi ve tedariki noktasında vazgeçilmez kılacaktır şeklinde konuşan Hüseyin Çevik, “Tarımsal üretimde kendi kendine yetebilen, ürettiğinin fazlasını ve ithal ettiği tarım ürünlerini işleyerek mamul ürün olarak ihraç eden, bulunduğu coğrafya ve jeopolitik konum itibariyle transit tarım ve gıda ticaretinden pay alabilen stratejik bir ülkeyiz” ifadelerini kullandı.
Son iki yılda; pandemi, iklimsel kuraklık, emtia fiyatlarındaki artış, ülkelerin stok hamleleri, tedarik zincirlerinde bozulmalarla zorlu bir süreç yaşayan tarım-gıda piyasalarının, tarımsal üretim ve ihracatta oldukça önemli payı olan Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşla çok daha kırılgan bir hale geldiğine dikkat çeken Çevik, “Küresel gıda arzı ve güvenliği riski endişeleri artarak Avrupa başta olmak üzere çoğu ülkede market rafları boşaldı. Olası bir gıda krizine karşı ülkeler politikalarını yeniden belirledi, devletimiz fevkalade tedbirlerle, alternatif politikalarla tarımsal üretim ve ticaretinin aksamaması için büyük gayret gösterdi. ” dedi.
Türkiye’nin tarımsal hasılada Avrupa’da birinci, dünyada ise ilk 10 içinde yer aldığını belirten Çevik, “Tarımsal ihracatımız yaklaşık 30 milyar dolar. Aynı zamanda sektörümüzün, istihdam ve üretimdeki önemi de büyük. Verimlilik ve ürün çeşitliliği açısından da Türk tarımı önümüzdeki yıllarda sıçrama yapabilecek sektörlerin başında geliyor. Ancak, ‘yükselen değer’ olarak nitelendirilen tarım-gıda sektörünün sürekliliği için yeni politikaların geliştirilmesi, ilave politikalarla desteklemelerin devamı kaçınılmaz. Dengeleri ve etkilerini iyi analiz ederek kararlı tarımsal politikalarımızı sürdürmeliyiz” diye konuştu.
Stratejik ürünler arasında yer alan buğday ve arpada 2023-2024 sezonunda verilen hazine desteğinin devam etmesi gerektiğini vurgulayan Çevik, “Üreticilerin ve piyasanın beklentisi bu yönde. Stratejik ürün buğdaydan kaçışın önlenmesi, 7 milyon hektar düzeyine gerilemiş buğday ekim alanlarının yeniden 8 milyon hektar düzeyine çıkarılması için desteğin devam etmesi gerekiyor” dedi. Ülkemizde lisanslı depoculuğun önem kazandığını belirten Çevik, “ Üretim, lojistik ve depo alt yapımız son 10 yılda önemli bir gelişme gösterdi. Lisanslı depo kapasitemiz 8,6 milyon tona ulaştı. İklimsel kuraklık-pandemi-savaş gibi riskler göstermiştir ki TMO’nun dünyanın başlıca buğday üreten diğer ülke örneklerin de olduğu gibi, yeterli stok bulundurması önem arz ediyor. ” diye konuştu.
Üretim planlamasının önemli olduğunu söyleyen Hüseyin Çevik, “İç Anadolu Bölgesi gibi su yetersizliğinin söz konusu olduğu bölgelerde tarımsal üretimin iklim şartlarına bağımlılığı azaltmak, yeterli üretim ve arz-talep dengesini sağlamak için de bilimsel, teknik ve ekonomik esaslara uygun 4’lü münavebe uygulanmasına geçilmeli. Bitkisel üretimde ilk iki yıl buğday-arpa, ikinci yıl şeker pancarı, mısır, yem bitkisi gibi ürünlerin nöbetleşe ekiminin planlanması gerekiyor. Plansız üretim her sene arz-talep dengesini değiştiriyor ve fiyat istikrarının sağlanmasını zorlaştırıyor. Tüketim, ihracat ve benzeri parametrelerle üretimin planlanması uzun vadeli planlarla istikrarlı hale getirilmesi önem arz ediyor” dedi.