Talk Business yazarı Jerry Balworth, küçük işletmelerin nasıl daha sürdürülebilir hale gelebileceğini dört maddede açıklıyor.
Küçük işletmeler ekonomik büyümenin önemli birer parçası olsa da rekabetçi piyasalarla karşı karşıya kaldıklarında, ayakta kalmaları zor olabiliyor. Bu nedenle, birçok küçük işletme sürdürülebilirlik yetkinliğini artırmak için çeşitli stratejiler uyguluyor.
Hızlı bir şekilde uyum sağlayabilme yetenekleri küçük işletmelerin en büyük avantajları arasında yer alıyor. Bu yaklaşım doğru bir strateji ile birleştiğinde işletmenin pazarda istikrarlı ve rekabetçi kalmasını sağlıyor. Örneğin, bir işletme müşterilerinin talepleri veya pazar trendleri gibi faktörlere yanıt vermek için ürünlerini veya hizmetlerini değiştirebiliyor ve bu sayede daha geniş bir müşteri tabanına ulaşabiliyor.
Bununla birlikte bir işletmenin sürdürülebilirliğini artırması için ürün veya hizmetlerini değiştirmesi izleyebileceği tek strateji değil. İşletmeler, müşteri deneyimini iyileştirmek, maliyetleri azaltmak, operasyonları optimize etmek ve çalışanların becerilerini geliştirmek gibi diğer stratejilere de başvurabiliyor.
Küçük işletmelerin sürdürülebilirlik için doğru bir finansal planlama yapması da kritik bir önem taşıyor. İşletmeler bütçe hazırlama, gelir ve gider takibi, nakit akışı yönetimi ve maliyet kontrolü gibi finansal yönetim stratejilerini kullanarak sürdürülebilirliğini artırabiliyor.
Sonuç olarak küçük işletmelerin sürdürülebilirliği, uyum sağlama ve değişime açıklığına bağlı olduğu söylenebilir. Ancak doğru stratejiler, finansal planlama ile birleştiğinde küçük işletmelerin başarılı ve istikrarlı bir şekilde büyüme mümkün olabiliyor.
Şirket Kültürünüzü Değiştirerek Fark Yaratabilirsiniz
İklim değişikliği, etkilerini günden güne daha fazla gösteriyor ve bu doğrultuda sürdürülebilirlik de daha fazla önem kazanıyor. Bu nedenle şirketlerin kültürlerini daha çevreci hale getirmeleri ve sürdürülebilirlik değerlerini benimsemeleri gerekiyor. Ancak bu süreç şirket kültürünüzü değiştirmenizi ve tüm çalışanlarınızın katılımını gerektiriyor. Bu nedenle, öncelikle çalışanlara sürdürülebilirlik hakkında eğitimler vermeniz ve şirket değerlerinizi yeniden tanımlamanız önem taşıyor.
Bu kültür değişimini gerçekleştirmek için yapılabileceklerden bir diğeri ise daha sürdürülebilir ürünler satın almaktan geçiyor. Bunun yanı sıra, geri dönüşüm konusunda daha fazla çaba sarf etmek ve geri dönüştürülebilir malzemeleri kullanmak da sürdürülebilirlik yolunda gereklilik olarak ortaya çıkıyor. Ayrıca yeni şirket kültürünüzü markanızla uyumlu hale getirmek de önemli adımlardan birini oluşturuyor. Örneğin, sürdürülebilirliği vurgulayan reklamlar yapabilir veya sürdürülebilir malzemeler kullanarak ürünlerinizin kalitesini artırabilirsiniz. Bu sayede müşterilerinizi, markanızı çevre dostu bir marka olarak konumlandırmasına yardımcı olabilirsiniz.
Geri Dönüşümü Önceleyerek İşletmenizi Çevre Dostu Yapabilirsiniz
Küçük bir işletme olarak, sürdürülebilirlik ve çevre dostu uygulamalarla ilgili adımlar atmak, önemli bir fark yaratabilir. İşletmenizde kullanılan malzemelerin kaynaklarını kontrol etmek ve bunların sürdürülebilir bir şekilde tedarik edildiğinden emin olmak, adil ticaret yapıldığını ve geri dönüştürülebilir veya yenilenebilir malzemelerden yapıldığını doğrulamak önemli bir adım olacaktır.
Çevre dostu yönetim stratejisini uygulamak, zaman içinde işletmenizin etkisini artıracaktır. Örneğin, eski plastik ambalajları çevre dostu ambalajlarla değiştirerek, doğaya zararlı atıkların önemli bir kısmını ortadan kaldırabilirsiniz. Düzenli depolama alanlarının yüzde 25’inin konteynerler ve ambalajlardan oluştuğunu göz önüne alırsak, çevre dostu ambalajlar kullanarak işletmenizin daha temiz bir çevre için katkıda bulunmasını sağlayabilirsiniz.
Geri dönüşüm de küçük işletmelerin çevre dostu uygulamalarının bir parçası olabilir. Üretim süreçlerinde çok sayıda plastikle uğraşmanız gerekiyorsa, pres döküm plastiğini alarak plastikleri geri dönüştürmek, işletmenize önemli ölçüde fayda sağlayacaktır. Bu uygulama, atık miktarını azaltırken malzemelerin yeniden kullanılabilirliğini de artıracaktır.
Kâğıt Kullanımını Azaltarak Çevreyi Koruyabilirsiniz
Kâğıt üretimi son yıllarda önemli ölçüde artarken, kâğıt kullanımının çevresel etkisi de artıyor. Nitekim ofislerde kullanılan kâğıt belgeler de günün sonunda çevre kirliliğine neden oluyor. Dolayısıyla kâğıt kullanımını azaltmak da yeşil bir kuruluş olma yolunda önemli bir adım oluşturuyor.
Kâğıtsız çalışmak için birçok seçenek mevcut. Örneğin, arama motoru ve e-postalarınız için kullandığınız uygulamalarda mümkün ise dijital imzayı entegre ederek işlemlerinizi kolayca gerçekleştirebilirsiniz. Muhasebeye yönelik yazılım programlarını kullanarak finansal işlemlerinizi dijitalleştirebilir ve kâğıt kullanımını en aza indirebilirsiniz.
Dijital belge depolama, belgelerinizi herkes tarafından daha kolay erişilebilir hale getirirken daha verimli bir çalışma ortamı da yaratabilir. Ayrıca, satın alımlar için elektronik makbuzların kullanılması ve dijital olarak saklanması kâğıt kullanımını azaltacaktır. Kâğıtsız çalışma, sadece çevreye olan olumlu etkisi ile değil, aynı zamanda işinizin daha verimli ve otomatik hale gelmesiyle de size fayda sağlayabilir.
Bağışlar ile Hem İşletmeniz Hem Çevre Kazanabilir
Çevre konusunda dünya genelinde artan farkındalık, işletmelerin de bu konuda sorumluluk almalarını gerektiriyor. İşletmeler, çevre dostu uygulamaları benimseyerek doğal kaynakların korunmasına katkıda bulunabilirler. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarına (STK) yapılan bağışlar önemli bir etki yaratabilir.
İşletmenizin bu alanda yapacağı bağışlar daha geniş kitlelere ulaşmanızı sağlayabilir ve yaptığınız bağışlarla STK’lar daha büyük projeler gerçekleştirebilir. Bu projeler, örneğin okyanuslardaki plastik kirliliği ile mücadele etmek, ağaçlandırma çalışmaları yapmak veya yenilenebilir enerji kaynaklarını teşvik etmek gibi konuları içerebilir.
İşletmeler, kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle yaptıkları bağışlarla sadece çevreye katkıda bulunmakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal fayda sağlayarak itibarlarını da artırırlar. Çevre dostu uygulamaların yanı sıra sosyal sorumluluk alanında yapılan bağışlar da işletmelerin sürdürülebilirlik konusunda sorumluluk sahibi olduklarını gösterir. Bu durum, tüketicilerin işletmelerle olan ilişkilerinde de olumlu bir etki yaratır.
İşletmelerin STK’lara yapacakları bağışlar, çevre konusundaki farkındalığın artırılmasına da katkıda bulunur. Özellikle yerel kurumlara yapılan bağışlar, işletmenin toplumla olan bağını güçlendirir ve yerel halkın da çevre konusunda farkındalık kazanmasına yardımcı olur. Böylece işletme, toplumun dikkatini çevre konusuna çekerek, sosyal sorumluluk projeleriyle de öne çıkar.
Şirketlerin üretim süreci boyunca çevreci bir yaklaşımı benimsemesi operasyonel verimliliği artırabilir ve maliyetleri düşürebilir. Küçük bir işletme olarak sürdürülebilirliği benimsemek zor olabilir ancak bu süreç zaman ve sabır gerektiriyor. Belirlediğiniz hedeflere doğru küçük adımlar atarak ilerlemek hem işletmenize hem de çevreye büyük fayda sağlayacaktır.
Kaynak: Talk Business ve İstanbul Sanayi Odası.