Kibar Holding, 2025 Sürdürülebilirlik Stratejisi’nin yol göstericiliğinde daha yaşanılası bir dünya için faaliyetlerini sürdürdüklerini belirtti. Şirket, Biyoçeşitliliği Koruma Projesi ile doğal kaynakların korunması açısından ekolojik yaklaşımlara örnek olmayı hedefliyor.
Kibar Holding Üst Yöneticisi (CEO) Haluk Kayabaşı, yaptığı konuşmada tüm faaliyetlerini sürdürülebilirlik ekseninde şekillendirdiklerini söyleyerek şunları ilave etti:
“Sürdürülebilirlik Kibar Grubu için kurum kültürü. 20’yi aşkın grup şirketimizle Kibar Holding 2025 Sürdürülebilirlik Stratejisi’nin yol göstericiliğinde daha yaşanılası bir dünya için çalışıyoruz. Çevremize, Türkiye’ye, dünyaya sunduğumuz katkının kapsamını genişletecek adımlar atıyoruz. Assan Alüminyum şirketimizin Biyoçeşitliliği Koruma Projesi gurur duyduğumuz bir süreç. Biyoçeşitlilik dünyanın geleceği için en kritik bileşenlerden biri. Böyle bir sorumluluğu sanata destekle taçlandırmaktan ayrıca memnuniyet duyuyoruz.’’
Assan Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör ise Kocaeli Üniversitesi Biyoloji Bölümü ile çevresel sürdürülebilirlik ve biyoçeşitliliğin korunması konusunda üniversite-sanayi iş birliğinde örnek bir projeye imza attıklarını dile getirdi.
Güngör, “Küresel sürdürülebilirlik prensiplerine uygun çalışmalarımızın önemli bir çıktısı olarak, global alüminyum sektörü inisiyatifi Aluminium Stewardship Initiative’den sürdürülebilirliğimizi tescil edici nitelikte olan Sürdürülebilirlik Performans Standardı Sertifikası’nı da aldık. Tüm faaliyetlerimizi küresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda devam ettirirken, kurumsal sosyal sorumluluk projelerimizle de dünyamızın geleceğine katkı sunuyoruz. Sürdürülebilirlik ana değerimiz, vizyonumuz ve çevreye duyarlılığımız doğrultusunda, sürdürülebilirliğin önemli alt başlıklarından biri olan biyoçeşitliliği korumaya yönelik sosyal sorumluluk bilinciyle çalışmalarımızı başlattık. Kocaeli Üniversitesi Biyoloji Bölümü iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Biyoçeşitliliği Koruma Projesi’nde çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı amaçladık. İlk olarak Avrupa Konseyi tarafından florada kesinlikle korunması gereken türler arasında gösterilen ve Türkiye ile Yunanistan haricinde dünyanın başka hiçbir bölgesinde doğal olarak bulunmayan mavi yıldız bitkisinin biyoteknolojik yöntemlerle çoğaltılıp doğaya kazandırılmasını sağladık. Şimdi de ülkemizdeki popülasyonları koruma altında olan bir diğer bitki kum zambağının neslinin tükenmemesi için çok önemli adımlar attık ve yeniden yaşam döngüsüne kazandırdık. Biyoçeşitliliği korumanın sürdürülebilir gelecek için önemli bir konu olduğunun bilinciyle çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.” dedi.