Queensland Üniversitesi (UQ), dünyanın en büyük şirketlerinin net sıfır karbon hedefine ulaşmalarını desteklemek amacıyla 60 milyon dolarlık yeni bir Biyosürdürülebilirlik Merkezi açıyor. Hükümet, endüstri ve üniversitenin ortak finansmanı ile hayata geçirilen merkez, büyük şirketlere üretim süreçlerini dönüştürme ve karbon nötr, ekonomik olarak sürdürülebilir ürünler ve malzemeler yaratma konusunda tek durak noktası olmayı hedefliyor.
Net Sıfıra Geçişte Yenilikçi Çözümler
UQ’nun Avustralya Biyoengineering ve Nanoteknoloji Enstitüsü’nden Profesör Esteban Marcellin, merkezin Avustralya’da bir ilk olduğunu ve toplumu net sıfıra geçiş vizyonunu paylaşan araştırma gruplarını ve endüstriyi bir araya getirdiğini belirtiyor. Profesör Marcellin, “Merkez, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik, madencilik sürdürülebilirliği ve gelecekteki gıda üretimi gibi zorluklara çözüm bulmak için son teknoloji araştırma projelerini ve dünyanın en büyük şirketlerini bir araya getiriyor,” diyor.
Çalışma Alanları
Sentetik biyoloji kullanarak atıklardan yeni malzemeler, yakıtlar, gıdalar, kimyasallar veya ilaçlar ürettiklerini belirten Marcellin, fosil yakıtlara dayalı üretim uygulamalarını biyomalzeme üretimine dönüştürerek gezegen için oyunu değiştirdiklerini ifade ediyor. “İklim değişikliğiyle mücadele etmek için büyük işletmelerin çevre dostu alternatif çözümler bulmalarına yardımcı olmamız gerekiyor,” diye ekliyor.
Endüstri Ortaklıkları
UQ Biyosürdürülebilirlik Merkezi, Avustralya’nın biyomalzeme üretimi alanındaki çeviri merkezi olmayı hedeflerken, merkezde halihazırda çeşitli endüstri ortaklıkları başlamış durumda. Bu ortaklıklar arasında şunlar yer alıyor:
- LanzaTech ile iş birliği: Sera gazını sürdürülebilir havacılık yakıtı için bir hammaddeye dönüştürme.
- Woodside Energy ile iş birliği: Gaz fermantasyonunu kullanarak yeni ürünler yaratma.
- Rio Tinto ile iş birliği: Küresel net sıfır karbon hedefine ulaşmak için kirliliği azaltma ve gerekli kaynakları geri kazanma.
- FaBA (Gıda ve İçecek Hızlandırıcısı) ile iş birliği: Geleceğin bileşenlerini yaratma.
Profesör Marcellin, UQ Biyosürdürülebilirlik Merkezi’nin mühendislik, biyoloji ve endüstrinin kesiştiği benzersiz bir model olduğunu ve bu modelin gerçek ve kalıcı değişimi mümkün kılmayı amaçladığını belirtiyor. “Bu, toplum için yeni bir çalışma modeli oluşturmakla kalmayıp, aynı zamanda ortaklarımız için üretim uygulamalarını dönüştürmelerine yardımcı olacak ekonomik olarak sürdürülebilir çözümler ve fırsatlar yaratmak için heyecan verici bir fırsat,” diye ekliyor.
Merkez, UQ’nun Andrew N. Liveris Binası’nda yer alacak ve Avustralya’daki ve denizaşırı ülkelerdeki endüstri, araştırmacılar ve hükümetlere açık olacak. Bu merkez, yenilikçi biyosürdürülebilirlik çözümleri geliştirmek isteyen tüm paydaşlar için bir buluşma noktası olmayı amaçlıyor.