Üretken yapay zeka, 2024 yılında teknoloji dünyasında önemli bir yer edindi ve iş dünyasında nasıl bir değişim yaratabileceği konusunda büyük bir ilgi uyandırdı. Amazon Web Services (AWS) Eğitim ve Sertifikasyon Başkanı Maureen Lonergan‘a göre, bu ilginin 2025’te de devam etmesi bekleniyor. Lonergan, birçok üretken yapay zeka uygulamasının artık kavram kanıtlama aşamasından çıkıp gerçek üretim süreçlerine geçtiğini ve bu teknolojiyi benimseyen kuruluşların sayısının hızla arttığını belirtiyor.
Deloitte’un yaptığı bir araştırma, her üç şirketten ikisinin üretken yapay zekaya yatırım yaparak erken aşamada değer sağladığını gösteriyor. Bu durum, işletmelerin yapay zeka stratejilerini daha etkin uygulamak adına nitelikli insan kaynağına daha fazla ihtiyaç duyacağını ortaya koyuyor. AWS, bu ihtiyaca yanıt olarak, 2024 yılında iki milyon kişiye ücretsiz yapay zeka eğitimi sağladı ve bu eğitime olan talebin artarak devam edeceğini öngörüyor.
2025’te Şirketleri ve Çalışan Becerilerini Etkileyecek Beş Önemli Trend
1. Üretken Yapay Zeka ve Sosyal Beceriler Dengesi
Üretken yapay zekanın iş süreçlerine entegrasyonu hız kazanırken, liderlerin teknik bilgi kadar sosyal becerilere de yatırım yapmaları gerekiyor. İletişim, karar verme, yönetici koçluğu ve değişim yönetimi gibi yetkinlikler, kuruluşların bu dönüşüme daha sağlıklı uyum sağlamasına yardımcı olacak. Çalışanların yeni teknolojilere adaptasyonu için cesaretlendirilmesi ve psikolojik güvenlik ortamının sağlanması büyük önem taşıyor.
2. Yapay Zeka Destekli Öğrenmenin Yükselişi
Üretken yapay zeka, eğitim alanında devrim yaratmaya hazırlanıyor. Kişiselleştirilmiş öğrenme deneyimleri sunarak bireylerin eğitim süreçlerine daha etkin katılım sağlamasına yardımcı olacak. Yapay zeka tabanlı öğrenme platformları, bireysel gereksinimlere uygun öneriler sunarak öğrenme sürecini optimize edecek.
3. Dijital Öğrenme Asistanlarıyla Artan Verimlilik
İş dünyasında dijital öğrenme asistanlarının kullanımı artıyor ve bu asistanlar çalışanların yetkinliklerini hızla geliştirmesine katkı sağlıyor. Şirketler, bu teknolojiyi benimseyerek çalışanlarının eğitim yatırımlarından daha hızlı bir geri dönüş alabiliyor. Üretken yapay zeka desteğiyle çalışanlar yeni becerileri daha kısa sürede kazanarak işletmelerin büyüme stratejilerine katkıda bulunuyor.
4. Kohort Tabanlı Eğitim Modelinin Gücü
Kohort tarzı eğitimler, belirli bir konu veya departman özelinde yoğunlaştırılmış ve odaklı öğrenme süreçleri sunarak, çalışanların becerilerini iş hedefleriyle uyumlu hale getirmeye yardımcı oluyor. İş birliği odaklı bu eğitim modelinde, çalışanlar yeni becerilerini uygulamalı olarak geliştirirken, liderler de yetenek yönetimi konusunda stratejik kararlar alabiliyor.
5. Eğitim Yatırımlarının Etkisini Ölçme
Şirketler, yapay zeka eğitimlerinin iş sonuçlarına katkısını ölçmek için çeşitli metrikleri göz önünde bulundurmalı. Verimlilik artışı, çalışan bağlılığı ve iş birliği gibi göstergeler, eğitim programlarının başarısını değerlendirmede önemli rol oynuyor. Etkili bir ölçüm mekanizması, şirketlerin eğitim stratejilerini daha verimli bir şekilde yönlendirmelerine olanak tanıyor.
Maureen Lonergan, 2025’te iş dünyasında belirsizliklerin olabileceğini ancak çalışanlara yapılacak yatırımların bu zorluklarla başa çıkmada kritik öneme sahip olduğunu vurguluyor. Şirketlerin, çalışanlarına gerekli becerileri kazandırarak geleceğe güvenle ilerlemesini sağlamak için bugünden harekete geçmeleri gerekiyor.